16 Nisan 2012 Pazartesi

Pis Yedili

koydum masaya bir kase üzüm ve eriği, aldım yanıma bir paket sakızı, açtım ''falan filan'ı'' dinliyorum. böyle bir sezon finali olur mu sevgili onur ünlü? bu kadan güzel bir diziye hasret kalmışken o nasıl hüzünlendirmektir gider ayak. tanıma yazacak tek şeyim : sadece argoyla, küfürle komedi olmadığını o ince bakış açısıyla bize gösteren on numero dizi. neden o kadar kişiyi gönderdiğini anlamadığım bir sezon finali oldu. yani nedir oyuncularla sözleşme mi yapılmamış? çok para ister diye mi korkuyorlar bilemedim. onun dışında sezonun en güzel bölümüydü galiba. dramatikliği bir yana sağa sola selamlarda hiç hız kesmedi. mesela ismail abi(abimm benim yaa böle gelse de abim diye sevsem var ya) ve mecnun, leyla'nın babasından siktir yediklerinden sonra ismail abi "hareketleri kest" diyerekten canımız kanımız ulvi'ye selamı en kralından çakmıştır. "ben aslında yoğum" muhabbetiyle de burhan altıntopa göz kırpmıştır dizi. zaten onun dışında da bugünlerde de fark ettim ki, önceki bölümlerinden izlemediklerimi de izleyince, ismail abi, avrupa yakasındaki paçoz ablamıza(şahika) laapss laaps diye selam çakıyormuş. rosebud ise en yarıcı sahnelerden biri oldu eehehe. ilahi allah iyiliğinizi vermesin sizin. ilgili linkler; senaristlerinin olayları* izah edişleri ve kurgudaki başarıları birinci sezon finaliyle kanıtlanmış en bi güzide dizidir şahsi fikrimce, ayrıca ismail abinin hayat hikayesi içimizi parçaladı be. zaten her şeyin bok gibi gittiği hayatta bir bu vardı güldüğümüz, karnımıza ağrı sokan, gözümüzden yaş getiren güldürürken...yazın gelmesiyle o da bitti hem de düğüm düğüm yaparak içimizi. oldu mu şimdi bu, olmadı ama yapacak bir şey yok. eski bölümleri tekrar tekrar izlemeye, her selam çaktıkları şeye ayrı ayrı sevinmeye...devam. bu dizinin trt'den ayrılmasından korkuyordum ama görünen o ki yeni sezonda da trt ekranlarındalar. başka bir kanala giderse şu anki güzelliğini kaybeder gibi bir his var içimde. bu güzel dizinin en tatlı özelliği de kör göze parmak yapmadan duyguları verebilmesidir. ince görmelerine, zekalarına, o yakaladıkları frekansa hayran olunası kalemleri, kameraları ve bunu seyirciye bu denli iyi yansıtan oyuncularına selam olsun. bu diziyi sevenler için boğazdan geçen gemilerin de boğazın da biraz daha anlamı var. ilk bölümünde ucundan denk gelip, "ha iyiymiş izleyeyim" deyip unuttuğum, son 1 aydır tvden bağımsız, netten bireysel bireysel ara ara izleyip geceyarısı kahkaha bile attığım, şimdi de sezon finali dağıtmasının yanında en az üzülen kişilerdenim sanırım. sebep: daha biçok izlemediğim bölüm var izlenmedik. çocukken çekirdekleri ağızda biriktirip toptan yemek gibi altın yumurtlayan tavuk örneği bununla alakasız değil mi, alakasız evet. tabi alakasız oldu şimdi o*.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder