20 Nisan 2012 Cuma
Kuşadası Bosch Servisi
yazar olmadan once hep bir iki sey karalamak istemistim bu takim hakkinda. yazar olduktan sonra nedense yazacak sey bulamadim. 67 sayfalik basligin hislerime tercuman olmasi degildi durum; dusuncelerimi klavyeye dokmekten cekinmistim, cunku fenerbahce isminin hakkini verebilecegimi dusunmuyordum. halen de dusunmuyorum, ve buyuk ihtimal bu yaziyla da veremeyecegim. hayatimin buyuk bir bolumunu kapsamaktan cok isgal etmis bir olgudur fenerbahce. benim kontrolum altinda olmayan, adeta beynimin daha cocuk yasta yikanmasiyla baslayan, kucukken sakacigina bile olsa "tamam tamam fenerbahceli degilim" diyemedigim bir duygudur bu baglanti. isgal etmis diyorum, cunku kafami baska seylere vermek istedigim zamanlarda bile bilincaltima girmeyi bilmistir. "birak yakami, sinavim var!" dedigim anlarda bile kendimi amfiden zar zor atip mac seyredilebilecek bir mekan arattirdigi, hungur hungur aglayan arkadasimi gazozuna bir mac ugruna telefonda ektirdigi zamanlari bilirim. her takimda en az bu kadar takimina bagli taraftar bulunur, ama benim bagli oldugum fenerbahce oldugundan baska taraftarlarin gonul baglari hakkinda ahkam kesmeyi dogru bulmuyorum.
Kuşadası Bosch Servisi
neyse, tabii ki konu fenerbahce olunca, paragraflar boyunca sut liman masallar, binbir renkli cicekler anlatilmiyor. yorumlarindan hic hoslanmadigim, ama buna ragmen her hafta mal gibi izledigim, eski meslegi manavlik olan bir yorumcu gecenlerde bir laf etti. bir fenerbahce taraftari demis ki "fenerbahceliler kesin cennetliktir, cunku onlar cezalarini dunyada cekiyorlar." bu lafi hangi fenerli ettiyse yanaklarindan opuyorum, ruh halim ancak bu kadar guzel anlatilabilirdi. evet, fenerbahcelilik hem olmadik zamanlarda kalbin gum gum carpmasi, hem de durum nasil olursa olsun hep bir felakete hazirlikli olma psikolojisi tasimaktir. taraftar bilir ki, takimi o'nu kesinlikle uzun sureli bir havaya sokmaz. fenerbahce'de "sampiyonluk havasi" yoktur, "beklenen krizin gecikmesinden dogan uzun sureli pozitif enerji" vardir. fenerbahce'de takim butunlugu degil, hasbelkader kapris yapmayi unutmus yildizlar vardir. gol orucunda forvet degil, islemeyen takim vardir. teknik kadro istikrari degil, kovulamamis hocalar vardir. bu yaziyi okuyup "ulan nasil fenerlisin lan sen dallama" diyenleriniz olabilir, anlayisla karsilarim. ama fenerbahce'ye herhangi bir cikista toz pembe bakabilenlere hayret ederim. bu camianin bazi adetleri vardir. bu adetlerden en buyugu de rahatin batmasidir. fenerbahce kriz olmadan yasayamaz. dis etkenlerden kriz olusturulamiyorsa zorla icerden kriz olusturulur. medya koruklemeyi beceremediyse illa ki yonetim becerir.
yine de guzeldir be fenerli olmak. basarinca asiri sevinir, basaramayinca asiri uzulur, bu manik-depresiflik kisiyi takimdan sogutacagina daha da cok baglar. paranoyaklik ust duzeydedir, her ne kadar hakli paranoyaklik bulunsa da. her mac bogazini patlatircasina bagiran taraftar cekirdekci tayfaya bozuktur, ama icinden ayni renklere gonul vermisligin, "fenerlinin fenerliden baska dostu yoktur" sloganini benimsemisligin ilginc duygusu vardir. topcusu ruhsuzdur, kufreder, isliklar, yuhalar, ici kan aglar. kendi ruh hali yuzunden degil, formanin kutsalligina uzulur. o formayi doldur(amay)anlarin acizligi formaya karsi utandirir. "seref" tribunundeki acizlige bakip forma icin uzulur. uzulmezse kendi ustunde tasidigi formadan utanip ona uzulur. bu sefer de "manyak misiniz lan, niye eziyet ediyorsun kendine" dediginizi duyar gibiyim. bunun cevabini ilk paragrafta vermistim, iyi okumamissin.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder