31 Mart 2012 Cumartesi

Hatay Bosch Servisi

üçüncü bölümü anlatmak olmaz, bu bölüm bahsi geçen karakterlere ek olarak muhteşem neyzen batın hazretleri, oğlu zahir [158], yedikule kahini [159], yedi kör kahin, tağut [185], lazar [186], zincirli handaki dokuzlar çetesi [191], bunun lideri çapraz bayram [192], ve çetenin katili kabil [225] karakterlerinin birbirine geçmiş hikayesi ile harmanlanır. Hatay Bosch Servisi hıristiyan ve islam ilahiyatından bol bol özdeşlikler dikkati celbeder. muhteşem neyzen batın hazretleri ölümsüz hayat nefesini üfleyen [190], kusursuzluğun kendine has olduğu [141] ve baba [22, 158 ve 164] olan tanrıdır. zahir, batın’ın oğlu [22, 158 ve 164], hamamda yahya tarafından yıkanan [167-168] ve hamadan sonra şarkı söyleyerek davasını yaymaya çalışan [172-174], mucizeler yapan [174 ve 223], peşine 12 kişinin/havarinin takıldığı [175], verdiği son yemekte bu oniki kişiye içinizden biri bana ihanet edecek diyen [231], bu ifadesi doğru çıkıp yehuda tarafından ispiyonlanan [233], ve sonunda işkenceler, saldırılar altında can veren hz isadır. çetenin katili kabil, kardeşini öldüren, karganın kendine yol gösterdiği [225] ve işi nesilden nesile geçen [237] kabildir. tağut ise iki göz bebeği olan [188], secde perdesinden nefret eden [242] ve içinde yılan barındıran [245] şeytandır.

Hatay Arçelik Servisi

ilk bölüm biter, ikincisi başlar. zaman geriye gitmiş eflatun’un çocukluk hikayesine dönmüştür. annesinin mezarı için evden sık sık kaçan eflatun bir odaya kapatılmış 7 yıl burda beklemiştir, lakin o çağrıyı duyana kadar [83]. düşer yollara ve eflatunun yolculuğu başlar. göz göze geldiklerine sorduğu beni sen mi çağırdın sorusu eflatunu sürükler. ilk karşılaşılan kişi rakibine kıskançlık duyan bakkaldır [86-87], yanlış kişi olduğu anlaşılınca yola devam edilir. sırasıyla gurur ve gösteriş meraklısı bir delikanlı [89], tembellikten iflahı kesilen bir dilenci [92], büryan kebabı yiyen oburluk timsali adam [96-97], kölesini öldüresiye döven öfkeli ihtiyar [103-104], altınları dökülüp yere saçılan açgözlü tüccar [111-114], şehvet düşkünü bir yeniçeri [118-119] ile karşılaşır. ama hepsinde göz kendisini yanıltmıştır, yedi kere görünüşe aldanmıştır [119]. Hatay Arçelik Servisi kulağına bırakır kendini ve sesin geldiği galata mevlevihanesine düşer yolu. ibrahim dededir [123] karşılayan kendisini. zaman eski zamana gider ve ibrahim dededen önceki liderin, nevarif bursevinin [126] cenazesine kayar zaman. cenaze ile yolu kesişen eskinin derviş ve şimdinin intikam dolu şahsı cenaze sürecine dahil olup mevlevihanede bir yemeğe misafir olur [124-131]. hikayesini okuruz ve hikayedeki işkenceci rafaelin evinde meskun bursalı firavunun nevarif burseviye nasıl dönüştüğü [133-137] sorusunun cevabı bekler bizi. dünyanın yedi günde yaratılışı [137-139] ve eflatunla ibrahim dede’nin ilk muhataplıkları [ 142-146] ile biter ikinci bölüm.

Çankaya Vaillant Servisi

çevremdekilere hediye ederek hayatlarında bir dönüm noktası yaşamalarını istediğim kitapdır, hazinedir. aslında bende kalsa daha iyi. kimse bilmesin. şşşşş... Çankaya Vaillant Servisi suskunlar ihsan oktay anar’ın son kitabı. diğer kitapları gibi bu kitabını da birkaç cümleyle anlatmak mümkün değil. öncelikle eflatun renkli bir kapağa sahip olması, bizi renkli bir dünyanın beklediğini ve bu dünya içinde felsefi bir soluğa sahip olacağımızı müjdeler gibi gözüküyor. ayrıca musiki ile ilgili bir romanın isminin “suskunlar” oluşu ise kitapta karşımıza çıkacak olan ironik dili vurguluyor. yine zengin bir dil, yine geniş bir sözcük dağarcığı var karşımızda. osmanlıca kelimeler, musiki ile ilgili terimler kesinlikle rahatsız etmiyor ve bambaşka bir dünya sunuyor okuyucuya. kendisinin hayal gücüne hayran olmamak mümkün değil gerçekten. “suskunlar”, “puslu kıtalar atlası”ndan sonra anar’ın en beğendiğim kitabı diyebilirim. muhteşem tasvirleriyle alıp götürüyor yine beni konstantiniye sokaklarına. kendinizi şehrin ve yaşananların içinde buluvereceğiniz, bir solukta okuyabileceğiniz sürükleyici bir roman “suskunlar”. son olarak kendisinin felsefe derslerine bir sene kadar katılmış olmaktan dolayı çok mutlu olduğumu da söylemeden edemeyeceğim. bu coğrafya üzerinde bu coğrafyayı aşan adamı, uzun ihsan’ı okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum

Batıkent Ariston Servisi

şüphelerin padişahı hannas, mukim olduğu kuyudan sesleniyor: ne gördüğüne inan ne duyduğuna! ona dinlemesini bilen 'duyar' ve 'görür' diye cevap veriyor sessizliğin içinden bir ses. kemalat nokta-i nazarında yol bulan, sessizliğin içindeki sesi duyanlar; dinlemesini bilenler hakikate er ya da geç vakıf olur; artık kulakları gözdür; açılan bab-ı esrar aralığından gördüklerini betimler aşkla ve vecdle; artık kulak da dil olmuştur. kulakları önce göz sonra dil olan yine de şöyle der: "kusur benim imzamdır!" kusur bizdendir; kusur o'ndan değildir. toprak gibi alçakgönüllü ol diyor ya mevlana; hâl bu. ve hâl ehli bilir ki; gayret bizden tevfik o'ndandır. Batıkent Ariston Servisi o da kim ola? o: hu. hu: "bilinmez meşhur." zahir: aleni, açıkta olan; dışarıdan görülen. batın: iç, yüz, ruh; dışarıdan bakıldığında görülmeyen mana, ehlinin görebileceği hakikat. "alın! bu kavunu yiyin! o benim etimdir! rakıyı da için! o benim kanımdır!" "ah beybaba! ah be babalık! niye çamura yattın?" zahir'i konuşturan anar, hz. isa'ya atıf yapıyor. hristiyan akaidine göre eli eli lema şevaktani (lime terekteni) dediği varsayılan hz. isa'ya. "beni neden terk ettin?" diye sordu diyorlar. o bunu sormadığı gibi, onun rabbi de onu terketmedi. ibrahim'i terketmediği gibi. aşk gözüyle baktığında ibrahim; nemrut'un ateşine, ateş suya, odunlar balığa tebdil oldu. akıl gözüyle baksaydı yanacaktı. ismail'i terketmediği gibi. gözlerini kapatıp imtihan sırrıyla bıçağın altına boynunu uzattığında, bıçak bile dile geldi; kayaları parçaladı; onun uzanmış ince boynunu çizemedi. yusuf'u terketmediği gibi. salınsa da kuyulara bir kervan, atılsa da zindanlara bir vicdan sahibi gönderdi. musa'yı da terketmediği gibi. firavun ve ordusunun zulmünden kaçarken denizi ikiye bölen asayı verdi. o vurduğu zaman asayı yere yalanın yılanları ipe dizildi.

Bosch Ümraniye Servisi

ac karnina okunmamasi gereken kitaptir. o yemeklerin, kebaplarin, tatlilarin öyle bir tasvir edilisi varki eger karniniz acsa mideden gelen gurultulari dinlemekten konsantre olamiyorsunuz. kitabi elden birakmak zaten ayri bir dert oldugu icin ancak masada sans eseri dünden kalmis petibörle acliginizi bastirabilirsiniz. okuyanın elinden tutup istanbulu gezdirir bu kitap.neredeyse bahsi geçen kokuları koklar,sesleri duyar hale getirir insanı.bir solukta okunası,bitirilesi,sindirilesi... suskunlar; hamuşan. bir ihsan oktay anar eseri; sezintilerin mebdei. eflatun'un hikayesi. Bosch Ümraniye Servisi mevlana celaleddin'den bir lafız ile başlamıyor muydu ihsan oktay anar'ın suskunları? gerçek: hakikat. 'kulak eğer gerçeği anlarsa gözdür.' bütün bütün söylenen herşeyin birbirine karıştığı hengamede (kakofoni)nin üzerine söz söylemek midir muradın? derdin duyurmak mı kendini; yoksa dinlemek mi? dinlemiş gibi mi yapmaktasın? dinler gibi mi görünmektesin? " 'hakikati gördüm' diyen birine mi inanırsın; 'duydum' diyene mi? ya gördüğü bir hayal ise? bir rü'ya; uyku ile uyanıklık anında bir imgesel serapsa? hakikati gördüğünü söyleyen muhakkikse şayet ve hakikati gösteremeyecekse anlatacak değil mi? o zaman kulakların göz olacak; gerçekse, göreceksin!

Fatih Eca Kombi Servisi

not: ayrıca kitaba olan saygımdan her gün 30 ar sayfa okuyarak dokuz günde bitirdiğim okumadığım zamanlarda olaylara şaşırıp tahminler yürüttüğüm kitaptır. Fatih Eca Kombi Servisi damarlarımda, dünya üzerindeki gelmiş geçmiş en büyük romancılardan biri ile aynı vakitlerde yaşıyor olmanın hazzını bir kez daha hissetmeme vesile olan ihsan oktay anar eseri. altyapıdan yetiştirip,her gün sevgiyle budunu yokladığı,canının can'ı nurunun nur'u gözü gibi baktığı zümrüdüankasının gözleri önünde dürzü bekçi tarafından hapur hupur hiç edilirken çektiği acıyı ve ıstırabı içselleştirdiğim kadar, hiç bişeyi içselleştiremedim lan ben bugüne kadar...

Baymak Çayyolu Servisi

ihsan oktay anarın okuduğum dört kitabının arkasından tarafsız yorum yapabilirmiyim bilmiyorum. zaten söylenecekler hep söylendikten sonra haberim olduğu için tek birşey söyleyip susacağım; bu kitap hani o delikli nane şekeri gibi emip tat aldığınız o da vinci şifresi gibi kitaplar kadar macera içeren bir kiitap ve fakat bu macera delikli nane gibi değil akide şekeri gibi bile değil bu düpedüz kaymaklı ekmek kadayıfı gibi ağır, ağdalı ve dingin bir macera. öyle ki ölümsüzlüğün, aşkın intikamın peşinde canlarını hiçe sayarak koşan maceraperestlerin oturup bir kahve molası verip tatlı bir ssohbet edebildikleri bir macera . Baymak Çayyolu Servisi

30 Mart 2012 Cuma

Osmaniye Samsung Servisi

maa'nın bugün yaptığı "kulüpler ceza alsa da cezalar 2012-2013 sezonunda uygulanacak" açıklamasından sonra, suçlu bulunduğu taktirde; türkiye'de 2012-2013 sezonunu ba 1. lig'de oynayarak kaybedecek. Osmaniye Samsung Servisi avrupa'da 2011-2012 sezonunu kaybetti. 2000'li yılların dünyasında bir ilk olarak cezasını peşinen çektiği için, bu sezon hak kazandığı taktirde 2012-2013 sezonunda ba 1.lig'de oynasa da avrupa'da mücadele edebilecek. ama bu sefer (çok büyük bir süpriz olup da türkiye kupası'nı alamazsa) 2013-2014'te avrupa'da olmayacak takım.

Osmaniye Demirdöküm Servisi

az önce emzik stoklarını tüketen, emziğin karaborsaya düşmesine yol açan takım. 09.09.11 tarihinde cas (uluslararası spor tahkim mahkemesi) tarafından ''cas''ıktan dize kadar bir objeyle tenhada ''cas''tırılmışlardır. haydi herkes feneriuma, mendil almaya. Osmaniye Demirdöküm Servisi şike muhabbeti yüzünden, önümüzdeki 10 yıl içersinde taraftarının azalacağını düşündüğüm takımdır. çünkü güzel türkiyemizde çocuklar mahallede, akraba ziyaretlerinde yani sosyal ortamlarda tuttukları takımların başarılarını konuşarak, bu konuda üstünlük sağlamaya çalışarak geçirirler. bunun en güzel örneğini 96-00 yılları arasında görmemiz mümkün. ailede büyükler, gezmede akrabalar tarafından galatasarayın başarıları öne sürülerek, çocuğun galatasaraylı olması için teşvikler yapılırdı. bu yüzden girdiği ortamlarda üstünlük sağlayabileceğine ikna edilebilen, o yıllarda ilköğretimde okuyan veya okumaya hazırlanan çocukların çoğu, galatasarayın başarıları sayesinde galatasaraylı oldu. şimdi içinde bulunduğumuz durumu düşünürsek, fenerbahçenin küçük çocuklar için bir övünç kaynağı olması pek mümkün görünmüyor. bu yüzden ailedeki sağlıklı bir fenerbahçelinin, küçük yeğenini, oğlunu, torununu fenerbahçenin büyük bir takım olduğuna inandırması zor görünüyor.

Osmaniye Vestel Servisi

tedbir başvurusu cas tarafından reddedilen kulüp. tazminat başvurusu için süreç hala devam ediyor. eğer aziz yıldırım yerine başkan olarak cemaatin istediği bir adayı seçerse muhtemelen kendisine dokunulmayacak. tff başkanı daha önce de buna benzer açıklamalar yapmıştı ama özellikle bugün yaptığı "tek adam dönemi bitmeli" açıklamasıyla açıkça başkanını hedef göstermiştir.- "türkiye neden 3. Osmaniye Vestel Servisi dünya ülkesi ve öyle kalmaya mahkum" sorusunun cevabı nedir? + insan hakları ihlâlleri, adil olmayan yargılamalar, suçsuzluk karinesinin hiçe sayılması, en ufak protesto eylemlerinde orantısız güç kullanılması, adam kayırmalar, işkenceler, insan onuruna yakışmayacak çalışma koşulların düzeltilmemesi, ota boka terör örgütü propagandası yaptıkları gerekçesiyle davalar açılması, basılmamış kitapların bile toplatılması, anti-demokratik uygulamalar ve daha birçokları mı? - yok, fenerbahçe'nin ligden düşürülmemesi.

Osmaniye Bosch Servisi

büyüklüğün getirdiği güç ve tehditkar ve talepkar tutumuyla futbol ahlakını türkiye'de bitirmiştir. hükümetinden fedearsyonuna diz çökmüştür fenerbahçe karşısında. ciddi anlamda başarıdır. güç ahlaki değerleri ve sporu yenmiştir. futbol sporsa eğer, artık türkiye'de hükümsüzdür. Osmaniye Bosch Servisi top benim ben oynamazsam siz de oynayamzsınız diyen çocuktur fenerbahçe. mutlu mesut oynayabilir artık.top benim, ben oynamazsam siz de oynayamazsınız dememiş kulüp. top fenerbahçe'nin, o yoksa biz biteriz diyenlerdir sporda ahlaki değerleri yerle bir eden. fenerbahçe, beni suçlu bulup şampiyonlar ligi hakkımı gaspediyorsan, aynı nedenlerle gereken cezamı ver demektedir. sözde kupayı iade ediyoruz deyip, bütün kazanımlarından faydalananların ahlaki değer unsuru olarak gösterildiği bir ortamda sorgulanması gereken fenerbahçe'nin ahlaki değerleri değildir.

Osmaniye Beko Servisi

ahbapları tarafından bir anda satılan bir arkadaştır fenerbahçe. uzunca süredir aynı evi paylaşan dört arkadaş, fırsatını buldukça, durumları elverdikçe evlerinde esrar içmektedir. ara ara bazı diğer arkadaşları da misafir olmakta, ancak bu tablo sürekli bu dört arkadaşın evinde gerçekleşmektedir. uzun yıllardır içmelerine rağmen öyle bağımlı falan değillerdir, ama bazı zamanlar gerçekten çok içmektedirler. bu dört arkadaştan bir tanesinin durumu, diğerlerine nazaran çok az biraz daha iyidir. bazen diğer arkadaşları evde yokken, kimseye söylemeden tek başına da esrar içmektedir. Osmaniye Beko Servisi bu arkadaş, arkadaşlarının evde olmadığı bir günde esrar satın alırken polise yakalanır. diğer arkadaşlar ''bu adam pis bir esrarkeştir'' diye ifade verirler. diğer üç arkadaşın destekçileri de ''allah belasını versin bunun, görüyor musun bak evi de bozmak üzereymiş, bunca yıllık evi ne hale getirmiş, halbuki bizim arkadaşlarımız asla böyle bir şey yapmazlar. onlar şanlı çocuklardır, aileleri de onlar da tertemizdir'' diye sağda solda konuşmaya başlarlar. her türlü beddualarını da bu arkadaşın üzerinden eksik etmezler. bu arkadaş, mahkeme gününe kadar ne ceza alacağını bilmeden hapse düşmüştür... suçlu mudur, bilinmez; suçsuz mudur bilinmez... suçu, o arkadaşla beraber daha önceleri yapıp ''bak ben yapmıyorum, o yapıyor'' demek etik midir? bilinmez... gel zaman git zaman, herkes bu hikayedeki olayları konuşur, tartışır olmuştur... işte bu hikayede, herhangi bir arkadaştır fenerbahçe...

Osmaniye Arçelik Servisi

halen "şampiyonlar ligi'ne gidemediği için mi finansal durumu kötüye gitti yea sanki hep gidiyordu?" eleştirisi yapılan kulüp. şimdi, fenerbahçe'nin finansal durumunun kötüleşmesinin sebepleri for dummies; 1. önceki sezondan elde edilen yayıncı kuruluş ve spor toto süper lig ödemelerinin halen alınamaması. Osmaniye Arçelik Servisi 2. borsada değer kaybeden şirketin, piyasadan eskisi kadar avantajlı oranlarda fon bulamaması. 3. cl gelirinin beklentisiyle yapılan kısa dönemli bonservis harcamaları. ödemeler dengesi, kısa vadeli borçlar vs. hepsi daha önce yazıldı. okuyana, anlayana. son olarak kalın kafalar için bu entryde de aynı şeyler yazıldı. daha da anlaşılmayıp aynı konu üzerinden gidilirse ciddi kıtlıklar var iq kısmında. bilgi sahibi olup da fikir sahibi olan kişilerle de problemi olmaz bu kulüp taraftarlarının.

Bosch Ümraniye Servisi

rivâyet odur ki, kevn 'de yani ruhlar âleminde canlara can verilip, kanatlanıp salıverildiklerinde, dişi ve erkek ruhlar hep birden meclis'e doğru yol alırken, hangi dişi ruhun kanadı, erkek ruhun kanadına çarpmışsa dünyada onlar eş olmuşlardır. rivâyeti uzatmak mümkün; kimi birden çok kanada çarpan sarsak ruh, birden fazla halvet eder iken; kendi halinde seyredip suya sabuna dokunmadan meclise konan ruhlar ise dünyada halvet makamını bilmemişler..cogu firsatta dem vurdugum uzere; bir yandan iki ki$i arasinda olup bitmesi gerekenlerin toplum geneline yasalari kullanarak duyurma, bir yandan da ili$ki icerisinde taraflar di$inda makamlardan guven dilenme cabasidir. Bosch Ümraniye Servisi $imdi kalkip da "abi boyle diyorsun da, goruruz dugununde ekikik" diyen falcilardan iki rekat musaade isteyip bakalim evlilik herhangi bir kadin erkek ili$kisine neler katiyor/katabilir: 1- ayni evde ya$arken kom$ular tarafindan taciz edilmeme imkani: siktirin ba$ka yere ta$inin, o kom$ularin da allah belasini versin. 2- taraflardan birinin digerini aldatmasi halinde yasal yukumluluk: sadakati yasalarla saglayacak noktaya geldiniz demek? eyvah eyvah..

Arçelik Ümraniye Beyaz Eşya Servisi

bir evdeşle bir hayatı paylaşmaktır evlilik.evlilikten bir çok kişi korkar aslında bu kelime arkasına bir çok güzel şeyi sakladığı gibi;paylaşmayı,hayatı,diriliği,ve dünyaya bırakabileceğimiz bir şeylerin,masum bir şeylerin olacağını ispatlayan bir ifadeyi de için de barındırır... özgürleşmek adına bir evde iki kişi olmak zorumuza giderken bu kelimesiz,yani bu kelimeyi kullanmadan yaşamak ise ağarımıza gitmiyor. Arçelik Ümraniye Beyaz Eşya Servisi bu kelimenin yarattığı antipati yalnızlaşan bizlerin toplumdan uzaklaşan ve biz neyiz sorusuna ağrılarla cevap veremediğimiz sancılı bir kelime bence. herkes evlerine çekilip yalnızlaşırken evli olmaktan da korkar olduk.mahrem hayat duygusu beyinlerimizden silinir oldu. evlilik doğru insanla olunca bir hayatının yükünü iki omuzla yüklenmek demektir,evlilik en sevdiğimiz renk olur hayatımızda...mesela benim için yeşildir*evlilik,hem ruhun hem bedenin huzura erişmesini sağlayan bir yaşam biçimidir.evlilik aşkın diğer yüzüdür.farklı iki insanın bir heykeltraş gibi birbirini fazlalıklarından kurtararak yep yeni bir şekle bürünmesidir.özü aynı ancak çeşnilenmiş bir ruh gibi ...aynı ney gibi bir bakıma bir kamış lakin şekil verilince insanın özüne seslenen bir duyuş unsuru. evlilik aynı zamanda bir başka bedende bir başka ruhta hayat bulmaktır vesselam...

Arçelik Bostancı Servisi

ebeveynlerin üniversite döneminden arkadaşları oturmaya gelmişlerdir. misafir çiftin kızının evlilik sorunlarından konuşulmaktadır. odasından çıkıp çay koymaya mutfağa yönelen gosalyn mallard, yarım dakikalık bu süre içerisinde, kız babasının şu cümlesini yakalayacaktır: "biz ya çok çocukken evlenmişiz ya da çok masum evlilikler yaşamışız. etrafıma bakıyorum da çocuk gibi çiftleriz. halbuki şimdikiler hiç öyle değil." Arçelik Bostancı Servisi mallard ördeği bu cümleyi duymasının bir çeşit işaret olup olmadığını düşüne dursun, biz neden evlilikten korkan bi nesil olduğumuzun çıkarımını yapalım: evet diğer pek çok şey gibi artık evlilikler de masum değildir. çünkü bütün renkler aynı hızla kirlenirken birincilik beyaza verilmiştir*

29 Mart 2012 Perşembe

kapı süsleri

sorunları bitmek bilmiyor. sayısı doğru gösterilmeyen, rastgele kaybolan tweetler, çalışmayan butonlar, twitter is over capacity uyarıları... her gün başka bir şey. kapı süsleri not: bugünkü (bir şekilde) ulaşılamaması dışında, "genel olarak". (şu edit'i de yaptırtıp, açıklattırıyorsunuz ya...)-en azından şu an- sorunsuz çalışan sitedir. sorun ttnet'ten mi yoksa başka bir şeyden mi kaynaklı bilemiyorum; ama internetin yarısı uçmuş gibi görünüyor şu an.

ahşap boyama nasıl yapılır

şu dakikalarda trends içerisinde bulunan jensen ackles sonucuna tıklayıp: "jensen ackles this is crazy..site i found that shows me everyone that viewed my twitter. check this out guys, ahşap boyama nasıl yapılır tweetlerinden biri ile ilişki içerisine girerseniz,söz konusu uygulama sizden hesap erişim için onay isteyecek.vermeyin efenim.diyelim verdiniz,bu uygulama aynı keywordleri içeren spam tweetleri sizin adınıza mütemadiyen gönderecek,kurtulmak için sağ üst sekmeden settings ve daha sonra settings menüsünden connections'a girin buradan uygulamayı bulun,adı tweetstalker.hemen altında yer alan "revoke access" linkine tıklayın,işlem tamamlanmış olacaktır.

masa örtüsü modelleri

tamamen yanlış anlaşılan sosyal paylaşım sitesidir. yanlış anlaşılmasının sebebi ise acayip insanların twitter'daki hareketleri. şöyle bir örnek verebilirim bu dediğime (nickleri attım) tikygirl: aşkitomla starbuckstan şimdi çıktık alışveriş yapıcaz cevahir'de. berkecanınsevgilisi: aşhkmla shmdi opshtkh. ayh innmıorm!!!11!!1 onunbununsevgilisi: nazlımla şmdi svştk faln. ehihi!! şmdi de dışrı çkıcaz. gibi gibi gibi. masa örtüsü modelleri bu tipleri yayanlar da demet akalın gibi ünlüler. buna metin arolat, hande yener, ışın karaca gibileri de dahil olabilir. bunlar twitter'ın sadece bir yönde ne olduğunu anlatan tipler. twitter'ın içinde olmayan, daha önce hiç içinde bulunmayan, twitter'ın ne olduğunu sadece bu tip arkadaşların yazdıklarından anlayabilen arkadaşlar da twitter'dan, "aman millete ne benim ne yaptığımdan," diyerek uzaklaşıyorlar. peki twitter gerçekten böyle bir şey mi? değil tabi ki. oraya gidip de sadece ne yediğini, içtiğini; nereye gittiğini; nerden döndüğünü falan söylemiyorsun ki. böyle olmadığını söylüyorum da, kalkıp aslında ne olduğunu anlatmayacağım. gidin bir bakın. ön yargılı olmayın amuhahoyım. ki şöyle bir gerçek daha var ki, bu alemde arkadaşı olmayan zevk alamaz. nasıl facebook hesabın var ve orada birçok arkadaşın olunca mutlu oluyorsun. onlarla bir şeyler paylaşıp, bir şeylere gülüyorsun veya yorum yapıyorsun. twitter'da da arkadaşın varsa aynı şeyleri yapacaksın, sadece formatın farklı olacak. o kadar.

masa örtüsü

sosyallesmenin boyut degistirdigi su gunlerde , yurdum insaninin 'acaba kendimi daha degisik nasil ifade edebilirim' veyahut 'acaba bu gece gotumu kime siktirsem' bazli dusuncelerle hasil oldugu sosyallesme sitesiymis efendim bu.yeni cikmis diyorlar , aslinda pek de yeni degilmis.vakti zamaninda irc'deki op olma haykirislari ya da bir takim isikli rumuzlar kullanmanin bu boyuta gelecegi kimin aklina gelebilirdi ki zaten ? soruyorum cevremdeki insanlara diyorum ki siz bu twitter'da ne yapiyorsunuz ne ediyorsunuz , ne ise yariyor bu twitter ? bana verdikleri cevap genellikle su sekilde oluyor ; masa örtüsü - iste kanka followers var following var bu followers bana yavsayanlar bu following de benim yavsadiklarim oluyor yazisiyoruz , sikisiyoruz. simdi dusunuyorum da pek sevgili twitter kullanicilari , bundan 5 6 sene sonra twitter bitip yerine bambaska bir hede geldiginde ' amaaan twitter cok kotu yeaaa orada eski ortam yok yeaa ' diye laf edip yeni hedeye saplandiginizda arkaniza donup bir bakacak misiniz ? soracak misiniz acaba kendinize lan ben bu sitede bu boklari yedim , te bunu bunu yaptim ne kadar malmisim yahu diye. ne yazik ki hala inanilmayacak derecede ozenti bir toplumuz , dunya uzerinde ne populer olursa olsun basi biz cekiyoruz.cunku kendimizi ifade edemiyoruz , internet ya da iste o cok unlu sosyal paylasim sitelerindeki profillerimiz gercek hayatimizdaki iliskilerimizden neredeyse 5 kat daha fazla onem arz ediyor.turkce konusuyoruz diyoruz , gel gelelim bu muazzam otesi sosyal paylasim sitelerinde kurulan cumlelerin 75%'i devsirme ingilizce , hatta popularitesine gore bazen ispanyolca hatta kimi zaman kanji alfabesi dahi dahil edilmis turkce cumleler ile karsilasiyoruz. ileride insanlar uremek icin twitter,facebook ve daha ismini hic bilmedigim diger sosyal paylasim sitelerini kullanmaya devam ederse sayet nufus dairesine gidip yeni dogan cocugunuza isim vermek yerine oturdunuz yerden cocugun isminin ne olmasina dair anketler duzenlersiniz. varsin insanlar birbirini 'tweetlemeye' devam etsin , yaptigi , yapacagi 'her seyi' internet uzerinden paylasmaya devam etsin.daha once kendini ifade edemedigi sekillerde ifade etmeye calissin.bir takim bunye hala internetin gercek insan hayatinda var olmayan bir sey oldugunu , adi ustunde sanal oldugunu idrak edemesin.

somya

ünlülerin,ünlü olma hayaliyle yanıp tutuşanların kendilerini,egolarını tatmin ettikleri yer-kullanıcıları daha çok sıradan insanlardan oluşsa da şöhretini ünlülere borçlu- kendilerini elit diye tabir eden kesimin yeni oyuncağı. somya hayatlarını teşhir etmekten,kendi çalıp kendi oynamaktan zevk alanların yeri, burası.az önce, 2011'de kendisini sikip bayıltacak, myspace'in bugünkü haline getirecek bi proje düştü aklıma durup dururken sdflkjsfdlk sırf "x'in yaratıcısı emre aydoğdu twitter'ı sikip bayıltacağını 6 ay öncesinden ekşi sözlük'te yazmıştı." demek istesinler ama bu küfür kıyametten diyemesinler diye şimdiden buraya yazıyorum ki o formattaki klişeliği de normalliği de sikip bayıltabileyim sdlfkjsdlk.

erkek yelek modelleri

twitter'a ne zaman üye olduğunuzu hatırlamıyorsanız ve ne kadar süredir twitter kullanıcısı olduğunu öğrenmek istiyorsanız twbirthday diye bir şey yapmışlar. kullanıcı adını yazıyorsun, doğum sertifikası veriyor. godfather diye de bir şey var sertifikada ama ne olduğunu anlamadım. erkek yelek modelleri türkiye'de sadece vodafone tarafından ücretsiz olarak mobil hizmetini kullanabildiğiniz sosyal paylaşım ortamı..üstelik bunu iyi kullanıp son dakika haberlerini telefonunuza bedava olarak mesaj gelmesini sağlayabilirsiniz..

maşalı saç modelleri

amacını bir türlü anlayamadığım oluşum. bu yüzden kendimi ezik hissetmeli miyim onu da bilmiyorum. sanırım benim gibi meraksız bünyeler için hiç ilgi çekici değil. hayır yani zorluyorum da kendimi. şöyle ünlü, ünsüz, tanıdığım, tanımadığım birilerini takip edeyim (twitter dilinde followlayım demeliyim galiba), tweetleri ile coşayım falan. ı ıh olmuyor arkadaş. var bi' gariplik. yurdum ünlülerinin çok fonksiyonlu isviçre çakıları misali olduğunu az çok bilirdim de, twitter'da ayrı bir vaka var. birçok manken, sanatçı, entel köşe yazarı kendisini aynı zamanda "fashion designer" olarak tanıtmış. herkesin içinde bir versace'nin, hilfiger'ın, dolce&gabbana'nın olduğu, tasarım ağırlıklı estetik bir topluma dönüştüğümüze inanıyor, yarınlara umutla bakıyorum bu yüzden... moda tasarımı okuyan genç kardeşlerim de kasmasınlar, rölantiye alsınlar. herkes modacı, herkes tasarımcı çünkü... ne gerek var o kadar yetenek kasmaya, okula para baymaya. açın bir twitter, ekleyin "fashion designer" diye. saldır cimbom okay let's go oley oley. maşalı saç modelleri tabii hiç bir kullanıcı, alessandra ambrosio, simone simons gibi bebişlerim bile, sayın ankara büyükşehir belediye başkanımız kadar ilgi çekici gelmiyor şu an. gece vakti çekirdeğimi alıyor, twitter karşısına geçiyorum. sayfanın güncellenme hızına şaşıyorum.

abiye saç modelleri

melih gökçeği takip etmek gibi bir hataya düşmeme neden olan site. ilk başta sadece "neler yumurtlayacak bakalım" diye takip etmeye karar vermiştim ama adam doğal olarak o kadar çok mention ediliyorki, feedim mütemadiyen bu adamla dolu oluyor. takip ettiğiniz birinin tweetlerini gösterip mentionlarını engelleten bir ayar var mı merak etmeye başladım doğrusu. ya da üç vakte kadar unfollow edicem o olucak. abiye saç modelleri burada, birkaç günde 1000-2000 kişiyi izlemeye alıp, izlediği kişilerin bir kısmından geri dönüş elde edip, ortalama 300-400 takipçiye ulaştıktan bir süre sonra o izlediği 1000 küsür kişiyi 45-50'ye geri çekip çok fazla kişi tarafından takip ediliyormuş havası yaratan üstün zekalı tespitçileri vardır. yazık lan.

leopar desenli elbiseler

enteresan bir web sitesidir kendisi. üye olan bir çok genç kızın (belki ben de dahil) ünlüleri "follow"lamak için üye olduğu yerdir. vay efendim ece erkenbugün ne yazmış bakayım. ata demirer yeni bir fotoğraf paylaşmış mı bakayım nidaları eşliğinde hemen her gün girilir. her gün girilmese de önceki girişte okunan son twite gelene kadar okunur ünlü kişinin twitleri. ama gerçekten garip bir hal almıştır ece erken'in rengarenk programına burda iyi arkadaş olduğu insanları çağırdığını, "amanın bu hafta kimleri davet etsem" demediği görülmüştür. pek çok twit çeşidi bulunmaktadır. o an ne yediğini yazanlar, nerede olduğunu @taksim, @reina şeklinde yazanlar.. ayy dizim başladı yazanlar.. dizi oyuncularının "kimler bu akşam x'i izliyor bakalım" diyerek yaptığı reyting uygulamaları. kedisinin, köpeğinin fotoğrafını çekenler ve artık radyo, tv programlarına bu yolla atılan twitler görülmektedir. yine de eğlenceli midir? facebook'un yerini tutmaz ama facebook kilitlenmiş iken ya da bir inci sözlük saldırısına maruz kalmışken "takılınabilecek" web sitelerinden biridir... leopar desenli elbiseler

bebek elbise modelleri

kullanıcıların kişisel reklamlarını yapması süpersonik bir biçimde kanıksanmış olan mecra. cüneyt özdemir'ler, ömür gedik'ler hiçbir mahcubiyet belirtisi göstermeden boy boy bak şu sitemi takip et, bak benim böyle haberim çıktı, bak beni yazmışlar... allah allah... ünlü olmayanı da aynı zaten... bak bloguma ne yazdımcılık almış başını gidiyor. bebek elbise modelleri ya ben en son bıraktığımda biz kendi meziyetlerimizi, kendi yaptıklarımızı söylemekten göstermekten utanırdık... bazıları da en azından utanır gibi yapardı. bu ne lakaytlık ben anlamadım. göster amcalara pipini diyemiyosun, zira bunlar sallaya sallaya geziyolar.

ev dekorasyon örnekleri

hani diyorum insanımızı az biraz tanımasak yutacağız, harbiden çok havalı mükemmel insanlar sanacağız bunları. ya da ne bileyim "ulan arkadaş ne komikmiş ya ahahaha tespitlere bak" falan diyeceğiz. ya da, ya da, ya da onlar öyle sanıyorlar. ama yok be abicim, valla da değil. aksine son derece itici ve yapmacık bir görüntü, komik de olmuyor. ev dekorasyon örnekleri bak buraları da okuyorsunuzdur siz çünkü eminim çoğunuz sözlükçüsünüz. ne diyeyim ki size canlar, çok iyi biliyoruz ki yazdığınız her "tweet"ten sonra girip bakıyorsunuz acaba "retweet" edildi mi diye, sonra hemen peşinden "mentions"a tıklıyorsunuz cevap yazan var mı diye... baya düz insansınız işte lan bizim gibi. hoşunuza gidiyor, gururunuz okşanıyor bu sanal tatminle. ama gelin kasmayın kendinizi bakın valla çok itici oluyor. gecenin 4'ünde bana bu kadar yazı yazdıracak kadar itici bakın, düşünün artık.

klozet takımı örnekleri

son dönemlerde api twitter denen bir uyarı ekranımda belirip kullanıcı ismimi ve şifremi onaylamamı istiyor. işin ilginci onayladığım takdirde twit yollayamadığımı farketmem. safi mozillaya öz bir durum da söz konusu olabilir ama durumun gelişmesini her geçen gün merakla takip ediyorum. sanırım en sonunda beni sinirlendirecek ve veda edeceğim kendisine. temelinde fazlasıyla ego barındıran bir site. kullanıcıları için tabi. yok yok; twitter'a falan bok atmıyorum, aksine ben de kullanıyorum. güzel de bir olay bence hani özellikle beğendiğin ünlü/ünsüz kişilerin bizzat kendilerinden bir şeyler okumak, küçük küçük durum bildirimleri almak falan. misal; bir fenerbahçeli olarak alex de souza buraya girip de "iyi bayramlar türkiye" yazınca mutlu oluyorum, istersem ona cevap yollayabiliyorum... güzel şeyler bunlar. klozet takımı örnekleri lakin en az benim, sizin kadar sıradan olan insanların bir kısmında feci derecede bir göt kalkmasına yol açabiliyor. sizin de benim gibi son derece sıradan bir vatandaş olduğunuzu varsayarak söylüyorum, düşünün; adamın/kızın en fazla 300-400 kişilik arkadaş, akraba, eş, dost çevresinden başka bir muhabbeti falan yok gerçek dünyada. dertlerini, sevinçlerini, esprilerini falan paylaştığı kesim ise bunun çok daha az bir kısmı haliyle. ama bu kişi twitter'a bir geliyor, bir şekilde* 1000'lerce takipçi yapıyor kendine ve işte o an bir cem yılmaz'a, bir alpay erdem'e, bir umut sarıkaya'ya dönüşüyor ya; ona bitiyorum. her lafında bir tespit yapmalar, her lafında bir popüler olanı yermeler, her lafında bir komiklik çabaları...

bebek beşik modelleri

" ... profil resmi olan insanlarin istedigi hedefe serbest atis yaptigi bir tespit yuvasi!... " -- sosyal medya dergisi, kasim 2010. saka bir yana, twitter kullaniminiza bagli olarak gayet faydali olabilecek bir yerdir. tespit edenlerden mi sikayetcisin? takip etme arkadasim zorla mi yahu? geldik gidiyoruz, nerdeyse twitter denen nane tavsadı, ama halen hangi mantıkla ortaya çıktığını kavrayamadığım bi oluşumdur kendisi.. arkadaş insanın kendini anlatabilmek için bu kadar çabalayabileceğini bilmezdim bu derde düşenleri görmeden önce.. bebek beşik modelleri kafamdaki tek fikir; boş işler müdürlüğü müessesesinin yıkılmaz kalesi olduğu.. bi de bunları takip edenler varmış, bu nasıl zevksiz bi iştir çözemedim.. aforizma okurken bunalım geçiren biri olarak bi de bunlara ilaveten s.çtığı boka bile anlam yükleyip buralarda paylaşanlara ben kendi adıma bi anlam yükleyemiyorum*.. boş gözlerle bile bakamıyorum.. al sana ordan çıkan bi felsefe.. (bkz: aşkdada işdede kazanırım arkadaş rahat ol bendesin)* zamanın ötesinden: evet biliyoruz aramızdasınız..

gardolap modelleri

bazı arkadaşlarımın gözümden düşmesinin sebebi. öyle bir şey ki bu; insanlar üye olup hemen aforizma yazmaya başlıyorlar. sonra da gelen tepkilere göre tatmin oluyorlar sanırım. bir arkadaşım twitter'ı sevmiyorum derdi bir zamanlar. facebook gibi platformlarda yer almıyor kendisi. sonra sonra bir baktım twitter'a kaydolmuş ve herkes gibi aforizma sıçmaya başlamış. yani biz bunları okuyunca vay canına demiyoruz. herkes böyle beylik lafları edebilir, ediyor da. siz değil misiniz kurtlar vadisi aforizmaları ile dalga geçen? e ne oldu şimdi? gönder'e basınca içinizden "ben akıllıyım" diyorsunuz ama aslında farkında olmadan ucuzlaşıyorsunuz. gün gelecek bu moda da eskiyecek ve sıkılacaksınız diye düşünüyorum. hayır sinirli değilim. benim tek derdim yüce türk milleti'nin bekasıdır. arz ederim. gardolap modelleri

Ordu Vestel Servisi

bütün bunları sıraladıktan sonra hala 2005te yaşadığı için bırakın zihin transplantasyon tekniklerinden haberdar olmayı zaman yolculuğunun neden yasaklandığından bile haberdar olmayan er kişilerin bu yöntemi nasıl uygulayacağına öncelikli olarak bir pet shopa gidilir ve bir balık satın alınır sonra bu balık yere atılıp gözlemlenir ve notlar alınır sonra öss şampiyonu kız gözlemlenir ve buradan alınan notlarla balık gözleminden alınan notlar karşılaştırılıp farkları bulunur tabi bütün bunları yapmak yerine azıcık biyoloji çalışmak da yeterli olabilir sonra bir şekilde kızın dikkati çekilir isteğe bağlı olarak kafası karıştırılmak suretiyle veya gayet açık olarak niyet belli edilerek o kızın sizi sevgili olarak görmesi sağlanır Ordu Vestel Servisi bunun için önce ortamlarda kokmaz yapışmaz birey olmaktan çıkıp biraz göze batmak gerekir abartmaya gerek yok biraz tarih biraz coğrafya ilk izlenimler için yeterlidir daha sonra felsefeyle ot olmadığınızı ıspatlamanız gerekebilir gene de çok okumanız ilişkinin sağlamlaşmasını garanti eder öss şampiyonu kız bilginize hayran kalmalıdır hızlı ve anlayarak okuduğunuz metin sayısı arttıkça bonuslarınız tahmin edemeyeceğiniz yerlere gelecektir kaptırıp dostoyevskiden sonra kama sutra kitabı okuduğunuz için kızın gözü dönecektir (bir çok anlamda) hali hazırda kızı tavlamak için geliştirdiğiniz hızınızı matematiğe fiziğe kimyaya ve biyolojiye uyguladığınızda ise zihin transferini sağlamak için makina yapmakta kullanabilirsiniz gerçi o kadar çalıştıktan sonra bir çok erkek -sokarım öss şampiyonu kıza össye kendim girerim zihin transfer makinasının da patentini alırım tıp aleminde yaşlı amcaları klonlayıp bebekkenki hallerine zihinlerini transfer ederim ölmeye yakın paraya para demem ne diyeceğimi bulmak için dil bilimci ordusu tutarım bill gates "kurban bayramında beraber marslıya girsek mi?" diye mesaj atar iki yıl sonra "kanka iyi ki doğdun al sana hediye olarak uranüs" der ben de "hadi len zenginler aleminde your anus diye okunan gezegen sahibi olarak mı anılıcam ben" derim küseriz syndicate wars gerçek olur yok cyborguydu graviton gunıydı uğraş dur şimdi diye düşünüp bu olaydan ve öss şampiyonu kızdan vaz geçecektir *

Ordu Bosch Servisi

sanılanın aksine kazanmak gayet kolaydır ve hiç de zorlamaz insanı tabi bahsettiğim klasik 2 sene dershaneye git tonlarca test çöz çözdüğün testlerdeki bütün sayıları alt alta koyup topladığında elde ettiğin sayıyı aklından tuttuğun bir rakamla çarp elde ettiğin sayının sonuna tl ekleyip özel ders aldığın hocalara dağıt şeklinde olan değil yakın zamanda össye girmiş ve tavan puan yapmış bir sevgili bulunur (ikna etmenin kolay olması için dişi olması tercih sıralamasında önceliklidir) sonra sınava bir gün kala elimizdeki zihin-nakil-aleti-3000i kullanarak sınava onun bizim bedenimizle girmesi sağlanır Ordu Bosch Servisi şimdi tabi dişiler ve elinde zihin transplantatörü bulunmayan bünyeler bir çok soru soracaklardır onlar yorulmadan açıklamaları dizelim ki tek kişi* yorulsun sevgili kişisinin dişi olmasının sebeplerini sıralamada önem sırasında alt sıralardan başlamak gerekirse 1)benim erkek oluşum 2)toplumun çoğunluğunun heteroseksüel oluşu 3)insanların cinsel tercihlerinin değişmesinin zorluğu 4)bahsedilen yöntemi uygulayacak kişinin dişi olduğu takdirde öss zamanında regl olabilme olasılığı 5)bahsedilen yöntemi uygulayacak kişinin dişi olduğu takdirde öss zamanında regl olmanın hiç çekilemez olacağı 6)zaten hali hazırda öss şampiyonu olmuş kızın bir sene sonra bütün o külfeti kaldırmak yerine 1,5 saat oturup şakkadanak %80 başarıyı turrurabilecek oluşu (aç gözlülüğe gerek yok) ve en önemli olan 7)zihin transplantasyonunda en büyük ikna cümlesinin "bak sen benim yerime össye gir ben de pmsiydi sonra kanıydı ağrısıydı pediydi onlarla uğraşiim bi hafta" oluşu

Ordu Beko Servisi

oss denen sey; az sonra , bittikten sonra unutmaya programlanmış beyinler uretir. ve ben yarın bir gun beklendigi uzere bilmem ne kamu kuruluşunun sınavına girerken tıpkı oss deki gibi; su an calıştıgım o zamana unutacagım seyleri tekrar calışacagım. ve sonra girersem işe tekrar unutacagım. ve bu basarı oykusu boyle devam edecek...üniversitede ilk finallerinize girdiğinizde hiç zor olmadığını anlayıp kendinizi kastığınıza pişman olmanıza ve bu pişmanlığa gülmenize sebep olan bir değişik sınav. Ordu Beko Servisi girmeyenleri* bile strese sokan, saçma sapan hadise, geçmişten günümüze kadar evrim geçir(eme)miş tarihi kalıntı, sistem. milyonlarca öğrenciyi yarış atı moduna sokan bok. her şehre bir üniversite yerine her köşeye bir cami kuran zihniyetin eseri zorunlu gereklilik. yeter ulan, insanlar bu boku daha kaç yıl çekecek, çıldırtmayın insanı.

Ordu Arçelik Servisi

bir sistemdir. oyle bir sistemdir ki; ogrenci bir şekilde gecer hatta mutlu bitirir, istedigi sonuca ulaşır ama yine de sovmekten alı koyamaz kendini. ergenligi yeni atlatmış, atlamaya calışan bir insanın uzerindeki en resmi, onaylanmış, farkında olundugu darbedir. ve sizi bir yıl, iki yıl hatta belki 3 yıl boyunca kendi sisteminde yogurur, guya egitir, ogretir. ailenizden cıkan onca para * sorumluluk duygusu, buyuyunce bir seyler olacagımdan başka, bir daha cekilmez bu sene diye calışır gencecik beyinler, somurulur, bes sıkkın içinde kaybolur... Ordu Arçelik Servisi o en guzel universitelerin en sevdiginiz bolumunde okurken bir kaç yıl gecer , bir final donemine ragmen gezmeden ** * ** geliyorken, otobuste, dolmusta elinde bilmene dersanesi dosyalı ogrenciler, yarı uyur, yarı uyanık , onunde test guya kendilerini gerceklestirecekleri *universitelere girmek için hazırlanıyorlar. halbuki ben biliyorum onlar ne yapıyor. hatırlıyorum o zamanlar ne yaptıgımı. hatta; finallerime hazırlanırken, tembelliğim yuzunden aldıgım 1 hafta onceki telafi sınavına *calıştıgım bir seyleri hatırlayamamamdan biliyorum... oyle bir sistem ki; o kadar cok sey ogrenmeyi gerekiyor ki; ama hepsi unutulmak uzere. tm ogrencisi olarak tam biyoloji yapıp ardından ne hatırladıgımın cevabını belletiyor. bitirdigimiz geometri kitaplarından "hipotenus ne demekti" kalıyor sadece akılda.

Çapa Kombi Servisi

1 yıl önce kendi evinde trabzonspor'la berabere kalarak şampiyonluğu bursaspor'a kaptırmıştır. şimdi ne yapıyorlar bursaspor: ligi 3. sırada bitiren bursaspor bugün bir basın bildirisi yayınladı. "federasyonun tutumu, bir anlamda geçen yıl hak ettiğimiz şampiyonluğumuzu, ligdeki başarılarımızı, tüm şehrimizi ve emeğimizi cezalandırmaktadır" Çapa Kombi Servisi trabzonspor: ligi fenerbahçe'nin arkasından 2. sırada bitiren trabzonspor bugün bir basın bildirisi yayınladı. "yaygın medyanın, yıllardır güneydoğu insanının köşeye sıkıştırılmasının bugün karşımıza çıkardığı sonuçların bir benzerini trabzonsporlular’a yaşatması ihtimalinin vebalini taşıyıp taşıyamayacağını sorgulamasının zamanı gelmiştir." fenerbahçe: ligi 1. sırada bitirip 18. şampiyonluğunu deli gibi kutluyor. o kadar zor durumdan ayağa kalkıp moralli, umutlu, iddialı başlayan iki rakibini de perişan hale sokması başka türlü büyüklük usta.

Şirinevler Arçelik Servisi

daha 2 gün önce başkan "alternatifli kadro kuracağız" demişken aldığı oyuncuların hemen sorgulanmaya başlandığı ve "yedeğe alındı" denen futbol takımı. Şirinevler Arçelik Servisi hadi rakip takım taraftarlarının her transferimize "yaşlı/kötü/yeteneksiz" ya da bunların hiçbirini diyemiyorlarsa "çocuğu körelteceksiniz, futbol hayatını bitireceksiniz, geleceğini karartacaksınız" diye bok atmasına alışığız. ancak fenerbahçe taraftarlarının bu futbolcular hakkındaki çekincelerine anlam veremiyorum. 1 hafta içinde transfer edilen türkiye liginden 3 futbolcu da bugün türkiye'de 1 yıldır bulunan hangi teknik direktöre "hangi futbolcuyu alalım" diye sorsanız kendi mevkilerinde ilk 3te sayacakları oyuncular. belki sonları ilhan parlak gibi olur, ama "sonu öyle olacak" diye futbolcu almaktan vazgeçerseniz eylül ayında kimi bulursanız onu alırsınız artık. ilhan parlak'ı örnek verene gökhan gönül'ü, tuncay şanlı'yı, hatta serhat akın'ı örnek veririm, apışır kalır. alınan her futbolcu, özellikle de yerliyse, her maçta oynayacak ya da diek 11'e girecek diye bir şart mı var ki? ilhan parlak fenerbahçe'de oynayacak kadar yetenekliydi de, hiç mi şans verilmedi? geçeceksiniz bu işleri artık. her 3 transferin kıymeti de fenerbahçe şampiyonlar ligi'nde ve türkiye kupası'nda çeyrek finale çıktığı taktirde daha net anlaşılacaktır.

Beyoğlu Eca Kombi Servisi

orhan şam transferi'nin kesin olduğu söyleniyor. serdar kesimal konusunda ise bonservis konusunda kayserispor'la kesin olarak anlaşmaya varılmamış. antu'nun meşhur duyumcularına göre kayseri'nin 7 milyon euro'da direttiği söyleniyor. keza sezer konusunda da oyuncuyla anlaşılıp, kulüple pazarlık halindeymişiz hala(5 milyon euro+abdülkadir). 3 oyuncunun da alındığını düşünürsek, yabancı önlibero ve yerli sol bek ihtiyacı kalıyor. en fazla 3 oyuncu daha alınıp transfer kapanır muhtemelen. tabi en büyük temennimiz transfer söylentileri olan; volkan demirel, gökhan gönül ve semih şentürk'ün takımda kalması. Beyoğlu Eca Kombi Servisi bu yaz özellikle yerli transfer açısından çok fena 2003-2004 sezonu öncesini anımsatıyor ve çok şükür ki nihayet transferler erken bitirilecek gibi duruyor.

Keçiören Baymak Kombi Servisi

emenike, orhan şam, serdar kesimal transferleriyle birlikte kadrosundaki oyuncu sayısı 29'a yükselmiştir. ilhan eker, bilica, cristian ve forvetlerden birinin gitmesi çok olası. 3. ve 4. kaleciyi de çıkardık mı, 23 kalıyor. çok genç ve kadroda şans bulması çok zor olan birkaç ismi de çıkarırsak 20 kalıyor. şampiyonlar ligi, türkiye ligi ve türkiye kupası'nda yarışabilmek için 5 oyuncu daha alınması gerektiğini düşünüyorum. forvetlerden güiza gönderilip semih ne olursa olsun elde tutulmalı. böylece 2 yabancı + 3 yerli oyuncu transferi daha yapılabilir. 1 afrikalı defansif orta saha, 1 güney amerikalı ofansif kanat oyuncusu (ortada da oynayabilirse güzel olur) işi görecektir. yobo'yu ve gökhan'ı elde tutmak lazım. volkan gönderilse de olur. çok önemli olduğunu düşünmüyorum. 3 tane de gurbetçi türk, 1 ayran, 1 dürüm. ağzım sulandı da biraz. neyse, sonuç olarak güzel bir transfer stratejisi olur ve 3 alanda başarı gelebilir. yapmazlarsa da fm'yi açıp ben yaparım ona göre. Keçiören Baymak Kombi Servisi

Bosch Çekmeköy Servisi

şampiyon olana kadar her müsabaka öncesi diger eziklerce; bi umut lan işte olucak. diye beklenirken her seferinde eziklerin hayallerini kursağında bırakmış futbol takımıdır. şampiyon olduktan sonra 3-4 gün sesi soluğu çıkmayan ezik rakip taraftarlarca yeni sezon hazırlıkları sataşmalar başlamıştır. merak etmeyin yavrum fenerbahçe elinizi gene lavabonuza sokar. Bosch Çekmeköy Servisi çok farkında olmasak da 2008'deki başarısız sezonun ardından aziz yıldırım'ın "savaşan takım yaratacağız." sözlerinin ardından bugünkü kadrosuyla gerçekten savaşan bir kadrosu olan futbol takımı. doğru planlama ve doğru transferler ile gelen şampiyonluğu kutlamaktadır. selçuk inan'la ilgileniyoruz dediler. galatasaray aldı. mustafa pektemek'le ilgileniyoruz dediler, onu da duyduğuma göre beşiktaş almış. e bize ne kaldı amk? bir fenerbahçe'li olarak, ilgilendikleri futbolcuları hep böyle ona buna kaptıracaklarsa, ilgilendiklerini hiç açıklamasınlar daha iyi de bizde beklenti içine girmeyelim. edit : serdar kesimal kalmış bir tek. onu da alırız inş. edit 2 : oha yemin ederim bu kadarına da yuh.. tam bu entry'i girdim. sonra tv'de zaplarken serdar'ı aldığımızı öğrendim. sanırım birileri benim yazmamı bekliyormuş.

28 Mart 2012 Çarşamba

yemek odası takımları ve fiyatları

yeter artık arkadaş, ilk bölümden beri rıza nurhayat'la bi evlenmeye karar veriyoi bi vazgeçiyo. hele ki bu son kararıyla resmen, aman yaş oldu 35, bu yaştan sonra hiç değilse yalnız kalmiyim de evleniyim bari, dedi resmen. ayıp be. hayır sanki ailecek ihtiyaçları varmış gibi bi de... yemek odası takımları ve fiyatları açılay ın kutlamar esnasında yalnızlık bir şarkıdır filminden yaşar alptekin figürleri sunduğu dizi. seviyorum seni nihal yalçın, şapkalı da efsane olmuşsun öpt orcun'un "kocaniz sizi aldatiyor, bir dost" temali telefon konusmasini yaptigi telefon kulubesinin ordaki duvara asilmis "kötü hatıra fotoğrafçısı" ilani beni benden aldi...basarili...hatta ouvv cok sert. google'da aradim editi: ilan "kotu hatira fotografcisi 24 saat acik" olarak yazilmisti, fakat ben 24 saat acik kismini ilanin dogasi zannederek cok da kaale almadim. ancak internette aratinca gordum ki bu "kötü hatıra fotoğrafçısı 24 saat açık", evrim yağbasan'in kitabinin adiymis. bulup okumak lazim artik.

ahşap boyama malzemeleri

dizi içinde dizi içeren dizi. bu bölüm daha önceki bölümlere kıyasla daha oturmuş. özellikle fırat'ın yazgısı üstünden dönmesi sayesinde 7. bölüm epey iyi olmuş. inşaat işçilerinin ortamındaki marks afişi dikkat çekici ve ortamda dönen espiriler oldukça iyi. özellikle anadolu sermayesi kızının (nurhayat işte anadolu sermayesi kızı da nasıl bi tabir olduysa artık) çektiği inşaat yaa resulullah nutku, işçilerin nutkunun tutulmasına vesile olarak ileri demokrasi ve otantik sermaye güzellemelerine sert bir vuruş yaptı. ahşap boyama malzemeleri kendi flaşı bile açık olmayan fotoğraf makinasından tepe flaşı kıvamında flaş çaktıran dizi olmuştur. bari tepesine bir flaş koysaydınız be. bu kadar bariz hata yapılmaz ki. (amma çok flaş yazmışım be, kendimdem tiskindim.) zöge: ulan nesini beğenmediniz kötülediniz be? sanki flaşı koymayı ben unuttum.

vitrin takımları

"biz izmirliyiz, simit'e gevrek deriz", "üzerine limon sıkmadıktan sonra zeytin mi yenir" gibi, karakterin izmirli olmasını hatırlatacak göndermelerden kaçmak lazım sanırsam. oldukça amatörce. ayrıca bazı karakterlerin gayet normal birer birey (rıza, ahmet, deniz, rıza'nın ev ahalisi falan) bazılarınınsa aşırı karikatürize olmaları (jön olan abi.. ilahi komedya, ilahi komedya da komik değilki) gibi ufak detayları aşarsa çok daha şık olur sanırım.. er kast sistemi muhabbeti geçtiğinde beni komaya sokan dizidir. vitrin takımları başrol oyuncusu başrol oyuncusuna... yardımcı oyuncu yardımcıya... figüran figürana... kast sistemi budur. kastlar arası geçiş olmaz. -- spoiler --

istikbal yemek odası takımları

nurhayat, riza'nin kendilerini ekip yemege gelmedigini servet teyzesine anlatirken: -... valla annem de dedi ki: benim kizim kendinden aurasi olan bir kiz. ev kizligina level atlatmis, hamaratlikta doktora derecesine yukselmis, her bakimdan destansi bir gelin adayi. benim kizimin terligi yere dusse kendisi donup almaz, illa ki bir alan cikar riza sart mi? diyerekten .... ..... (daha da gidiyor, yok boyle bir karakter). istikbal yemek odası takımları

örgü modelleri resimli

vakit doldurma hilelerine erken dadanmış dizi. 6. bölüm, bol şarkısı türküsüyle çekilmedi. tv dizisi yapıyorsun, para kazanıcam diye yeni popüler olmuş bir şarkıcıya bar müzisyeni sahnesi yazıp, izleyiciye bu adamı zorla dinletiyorsun (daha doğrusu kendini zaplatıyorsun) . muhtemelen bu işten para kazanıyorsun ama izleyici kaybediyorsun. tv dizisi sana para kazandıramıyorsa çekme o zaman. araya müzisyen, arka fonda görünen firma ismi koymak gibi ucuz işlere tenezzül etmenin ne âlemi var? ayrıca zamanı dolduramıyorsan o zaman da 45 dk.lık dizi çekersin, olur biter. yani daha kısa sürse izlenmeyecek mi bu dizi? ama şimdi âdet ya, 1,5 saatten kısa dizi olmuyor ya, gülse abla ve ekibi de uyacak illa. ilerde bu "film uzunluğunda dizi" furyasına uyduğunuz için ayıplayacaksınız kendinizi. ve tabii arada zaman doldurmak için çeşitli hilelere başvurduğunuz, diziyi kendi içinde bir ticari meta haline getirip yeni yetme şarkıcılara bölümler ayırdığınız için de. bu şekilde giderse, bu diziyi yakında olgun şimşek bile kurtaramayacak. örgü modelleri resimli

bilgisayar masası modelleri

efsane diziler kuşağına adını yazdırmaya aday olabilecek bir gürse birsel klasiği yapım. avrupa yakası bittiğinde üzülmüştüm, ama sonra how i met your mothermottom oldu, avutmuştu beni o zamanlar ama pek de sarmadı ta ki leyla ile mecnun çıkana kadar ama şimdi şukela bir dizi rakibi oldu, iyi de oldu. dünkü bölümünde aşşağıdaki barda konuk sanatçı olarak halil sezai rol almış, iyi de olmuş diyorum. bilgisayar masası modelleri

saç neden dökülür

yine de cuma gününün boşluğunda gülümseten bir dizidir, yapılacak bir iş yoksa bakılır, varsa bölüm kaçırmak umursanmaz... saç neden dökülür ek: sanırım anlaşılmayan bir nokta var: behzat ç. yayından kaldırılacağı zaman bunun olmaması için bütün sosyal medyayı örgütleyen yayın günü değiştiğinde yeniden pazar gününe dönmesini sağlayan baskıyı oluşturan hep sözlük yazarları oldu... tabi o süreci yakından takip etmemiş olanlar olabilir bilemiyorum... sözlük ve sosyal medya behzat ç.'ye yürekten destek olmuştur behzat ç. cephesinden (yazarından senaristinden yönetmeninden oyuncusundan) böyle bir talep gelmediği halde... yalan dünya'da ise defalarca "ekşi sözlük" ismi kullanılarak senarist ve oyuncular tarafından kendileri için bir destek oluşturulmaya çalışılmış gibi duruyor... yine de naifçe bir yaklaşımla "ay sözlüğün reklamını yaptılar ne güzeeel" diye düşünebiliriz?*

saç dökülmesi nedenleri

zatı muhterem çakatay ekşi sözlük hakkında konuşmaya başlayınca kahkaha atma isteğinden bile önce aklımdan ilk geçen şey buraların "işte ekşi sözlük'e selam çaktılar" entryleri ile dolup taşacağı idi, nitekim öyle de oldu. belki de ilk defa bir dizide bu kadar açık ve net bir şekilde sözlükten ve yazarlarından bahsedildiği için ekstra bir dikkat çekme niteliğine ulaştı. ayrıca bir zamanlar benzeri geyiklerin döndüğü über sert başlık için: saç dökülmesi nedenleri izlenme payı düşük olsa gerek ki 110 defa ekşi sözlük diyerek rüzgarı arkasına almaya çalıştı bu hafta... yalnız ufak bir not düşelim sözlük behzat ç.'yi dirilten bir yapılanma evet ama bu yazarlar dizinin devam etmesini istedikleri için oldu doğal bir süreçti hiç bir behzat ç. bölümünde bu şekilde defalarca sözlük ismi zikredilmedi... ah tabi siz iyi niyetle sözlüğün reklamını yaptığınızı da söyleyebilirsiniz de bunu yutan olur mu buralarda bilemem...

şık elbise modelleri

ben senaryo olayından çok anlamam ama, senaryoda fıkra kullanma olayını senaristin zayıflığı olarak görürüm.. yanlışsam senaryodan anlayanlar düzeltsin lütfen beni. eğer gülse'ciğim bu entry'i okuyorsa tekrarının olmamasını dilerim. şık elbise modelleri bölüm itibarıyla açılayın emiri çok fena sömürdüğü dizidir. adamın duygularıyla oynuyor resmen. bir nevi para yiyici üniversite de biyoloji bölümü kız öğrencisi rolünde açılay. çok güçlü senaryosu yok. çok güçlü bir konusu da yok ancak cuma akşamını evde kısmen gülerek geçirmeyi planlayan herkese uygundur. yani ne çok kötü ne süper iyi. ortalama veya ortalamanın biraz üstü gibi 2 seçenek arasında tartışılabilir. ama casting'i tam olmuş.

örgü elbise modelleri

adamın biri iş başvurusunda bulunmuş. görüşmeye çağırmışlar; görüşme sonuna doğru ortalama bir tip olan adama yöneticisi sormuş; - peki beklentilerin ne? seni ne tatmin eder? arkadaş saymaya başlamış; - öncelikli olarak bir araba istiyorum, ayrıca şu anda bulunduğum dairenin kirası biraz fazla onu da şirketin karşılaması iyi olur, maaş olarak da 3000 dolardan aşağı çalışmam. şirket yöneticisi, dinler ve ; örgü elbise modelleri - biz sana son model bir cherokee ve tarabya'da bir villa vereceğiz, ayrıca bizim bu pozisyonumuz için planladığımız maaş 6000 dolar demiş. bizim elemanın gözleri fırlamış; - şaka yapıyorsunuz, demiş. şirket yöneticisi yapıştırmış; - önce siz başlattınız.

boncuklu patik örnekleri

özellikle altan erkekli'nin repliklerinin arasına sürekli "yalan dünya" sözü sıkıştırılıyor.gülse birsel yalan dünyanın iyi bir dizi adı olmadığını anlamış olacak ki bu adın diziye veriliş amacını bir şekilde seyirciye iletmek istiyor.bunun dışında orçun karakteri behzat ç.'nin harun'u ile birlikte şu an tv ekranında olan en komik karakter olabilir. boncuklu patik örnekleri ürün yerleştirmeli reklamın hikâyesine ihanet ettiği sitcom. ya da yönetmeni bu işi bilmiyor. öğretmemişler ki üniversitede "bir sahnede ne gösterirsen sonraki sahne onunla bağlantılı olmalı" diye? ben niye evle dizideki set sahnesinin arasında kfc dükkânını ve turkcell dükkânını görüyorum? karakterler oraya da girmiyor halbuki. ürün yerleştirmeyi doğru düzgün yapmalı dizi, yoksa saçma salak bir hâl alıyor. anladık ürün yerleştirme için para alıyorsunuz dev bir de plato inşa etmişsiniz, ama hikâyeye reklamı yedirmek bu kadar mı zor?

vitrin dantel örnekleri

'yahu ben anlamıyorum bu zombileri. madem kafadan vurulmadıkları sürece ölmüyorlar, o zaman açlıktan da ölmüyorlar demektir. nedir bu sürekli beyin yeme isteği?' diyen deniz, gülse birsel'in g.a.g. tespitlerinden bir tanesini yapmıştır. bol bol istiyorum onlardan! çok lezizlerdi çünkü. vitrin dantel örnekleri beşinci bölümünde gülmekten yarıldım. selahattin karakterine ilk dört bölümde pek gülmemiştim ama bu bölümde korktuğunda verdiği tepkiler karnıma ağrılar soktu. orçun'un muskayı saat olarak kullanması da mükemmeldi. ayrıca servet'in "aman ağzımızın tadı kaçmasın" repliği de yaprak dökümü'ne güzel gönderme olmuş. ayrıca bu gülme efektleri benim kulağımı hiç tırmalamıyor nedense. belki de kendi gülme sesimden onları duymadığım içindir.

yaşam ünitesi modelleri

gerçekten var olan karakterleri abartarak işlediği için insanları çeken dizi. çağatay, saldıray, sarp apak'ın karakteri, nurhayat en bomba karakterler. çünkü var gerçekten böyle insanlar. güzel gözlemlenip, güzel abartılmış karakterler. zaten sözlüğün %80i orçun. leyla ile mecnun ve geniş aile ile kıyaslayanlar var. avrupa yakası gibi olamadı diyenler var. zamanında sıdıka vardı hiçbiri onun gibi olamadı diyenler var. daha önce yazmıştım gülse birsel hanımefendi'den hbo, cbs ya da showtime'ı sallayacak bir komedi dizisi bekleyenleri hiçbir zaman anlamadım, anlamayacağım da. avrupa yakası da öyle bir iş değildi bana sorarsanız... kendisi iyi bir senarist olmaktan öte iyi bir gözlemcidir ve kalemini gereğinden biraz daha iyi kullanmaktadır. ve bu "iyi olma halleri" bir araya geldiğinde doğru cast'ı oluşturması da zor olmuyor görüldüğü üzere.doğru cast demek istediğim şey şu ünlü ya ünsüz "iyi rol kesenler" onunla çalışmaktan keyif alıyorlar. yaşam ünitesi modelleri dizi kötü bir dizi mi? değil. karakterler özellikle kendini hatırlatmak konusunda başarılı. ne demiştik? gözlem gücü yüksek olunca yazanın-çizenin sende bir şekilde bağ kuruyorsun. ha ama nedir tabi. eleştiriye de açık olacaksın bu durumda zira olay örgüsü kurarken yavaşlayınca komedi dizileri "öf püf nerede kaldı gülecektik biz" şeklinde çıkarımlar doğal oluyor. ben çağatay, açılay, orçun, servet ve nurhayat karakterlerine ciddi ciddi gülüyorum. ( ne gerizekalıyım belli değil değil mi sevgili gönül dostları ? ) çünkü ben zaten tepkileri böyle yüksek olan, bu kadar aşırı karakterleri seviyorum. 25 ya da 40 dakika yazılmayan bir dizide her hafta aynı şekilde eğlenemeyeceğimi de biliyorum zira senaryonun trafiği buna müsade etmez. hele ki bu kadar kalabalık karakterleri olan bir işte. gerçek hayattan çok kopan bir hikaye olduğu açık zaman zaman. çünkü parasızlığı " manikür de yaptıramadım ya" diye lanse edersen bir yerlerde dayak yiyip hastaneden 3 ay çıkamayacağın bir ülkede yaşıyorsun. ama bu bir komedi işi ve zaman zaman uzaya yerleşme hayalleri bile gerçekçi bulunabilir. gerçek kesit'den esinlenmeler olacak bir dizi değil bu zira mayası ona uygun değil zaten. beğenmeyeleri "of ne siktiri boktan iş" diyenleri de anlıyorum. en nihayetinde sene 10 sene öncesi değil. alışkanlıklar ve zevkler de değişiyor.

paspas modelleri

dizi ile ilgili önemli bir problem bence mekan problemi. tropik bir ülkede yaşamadığımız için bu kadar sık balkon, teras muhabbeti bana saçma geliyor. hele ki o kıyafetlerle. gerçi muhafazakar aile ve bekar, kadınlı, erkekli, oyuncu ev arkadaşları gibi zıt iki grubu kaynaştıracak başka bir ortam yaratmak ve bunu bölüm başına iki saatlik bir süre boyunca mantıklı bir şekilde kurgulamak oldukça zor. belki terası camları açılıp kapanabilen bir mekan haline getirebilirler. daha önce, orçun bu kadar embesil olmasa, azıcık da olsa zeka pırıltısı taşısa daha iyi olur demiştim. şu "servet kim?" muhabbetinden itibaren sanırım o açık da düzelmeye başladı. adamın canı sıkılıyormuş o yüzden öyle takılıyormuş günahını almışız. paspas modelleri

tv ünitesi modelleri

ciddi ciddi izleyip, sonra da yarrak gibi olmuş diyen adamlar var yahu, yeter amk, her hafta aynı muhabbet, her dizide aynı muhabbet. tv ünitesi modelleri 10 numara dizi, biz beğeniyoruz, siz beğenmiyorsunuz, ee niye izliyorsunuz o zaman, zorla mı izletiyorlar, nasıl bir ruh hastalığı bu. ayrıca zombi olayı fevkalede olmuş, irem sak yine süper ötesi, olgun şimşek kral, orçun iyi bir de bu dizi sitcom değil, 1.5 saatlik macera güldürü denilebilir, 1.5 saat süren sitcom mu var, yook, ee böyle keyif alın, almıyorsanız ağlama duvarına çevirmeyin burayı, gidin burada ağlayın

duşakabin modelleri

çok komik olmasa da gayet eğlenceli bir dizi. neredeyse 1,5 saat süren bir sitcomun, sandalyeden düşürmesini falan bekleyenler varsa cidden izlemesinler, çünkü bunun imkanı ihtimali yok maalesef. 20 dakikadan oluşan amerikan sitcomları bile iyice bayarken, kendinden beklenileni bence veren bir yapım yalan dünya. onu da geçtim, içindeki harika oyuncular için bile izlemeye değer bana göre, böyle kadroyu her zaman göremiyoruz. duşakabin modelleri

salon takımı modelleri

karakterlerin hepsi birbirinden komik ve butun oyuncularin performansi (beyaz haric) harika ancak butun bunlar bir araya geldiginde ortaya cikan kombinasyon komik degil sanki. fondaki gulusmeler esliginde kopuk kopuk sahneler cikiyor ortaya. ya da ben hala bu diziye isinamadim. salon takımı modelleri özellikle olgun şimşek'in can verdiği karakterleri hayranlık izleniyor. bir de olgun şimşek ne zaman bi türkü söyleyecek merakla bekliyorum. içten içe alıştık be sözlük adam illa oynadığı film/dizilerde bi türkü söyleyecek.

yataş koltuk takımları

daha başlamadan reklam alıp, dizinin asıl amacı para.. dizi mizi neymiş? diyip, dizinin içinde reklamları oraya buraya sıkıştırıp duran, hatta, dizinin 1/4 ünün reklam içerdiği, esas amacımız para düsturunu benimsemiş dizi. yataş koltuk takımları heyecan yok. o gün o var diye heyecanlanmıyoruz.dizinin geri kalan kısmı beni açmadı ama şu ses tonum çok karizmatik nasıl benden etkilenmiyorsun ayağına yatan abimiz çağatay süper olmuş, bayıldım. bir onun olduğu sahnelerde bir de çektikleri feodal dizinin sahnelerinde çok eğleniyorum. güzel hoş dizi ama sanki birşey eksik.gözüm hep burhan altıntop'u arıyor.keske nişantaşı' ndan cihangire taşınsa burhan böylece diziye dahil olsa..işte o zaman bomba olur.

daniel klein saat fiyatları

asıl söyleyeceğimi sona sakladım: daha önce hiç bir televizyon kanalında, yerli yabancı hiç bir eserde duymadığım o şoke edici sesten bahsetmek istiyorum: fışırtılı gülme efekti. komikli sahneye girildiği zaman sanki kameranın dibinde ekipten birileri sümüklü burunlarıyla kahkahalarını tutmaya çalışıyormuşçasına pısssrrrrtttt, fşşşşşrrrttttttt sesleriyle kıs kıs gülme efekti veriliyor. çok iğrenç ya. tttrrrrrrrrsshhhhhhh.... baloncuk da yapsaydın! daniel klein saat fiyatları bir de boğazlanan tavuk efekti (gaaaaa-kah kah kah) var. ona türk televizyonları alıştı artık. lakin dizide kahkaha efektleri dakikada 30 defa olunca üstüne bir de böyle ucubik efektler iyice tadını kaçıyor işin.

ezan okuyan saat

halil sezai adlı sanatçıyı konuk oyuncu olarak bir bölümlüğüne bünyesine katacağı konuşulan dizi. bu kadar isyankar bu kadar yılmış birini komedi dizisinde görmek çok ilginç olacak doğrusu. merakla bekliyoruz. 71 doğumlu olgun şimşek ile 75 doğumlu hasibe eren'in 83 doğumlu bartu küçükçağlayan'ın anne babası rolünde olması bir casting faciası bana göre. ezan okuyan saat nurhayat karakteri çok güzel yazılmış. hayatım boyunca tanışmış olduğum bazı kadınların özeti gibi. karakteri canlandıran gupse özay eğer gerçek hayatta birebir nurhayat gibi bir kadın değilse şu an türk televizyonlarında bir efsane yaratmakta. canlandırmıyor yaşıyor adeta. takır takır konuşması, kaşlarının hop hop oynaması, gerdan kıra kıra konuşması falan çok gerçekçi yahu. çağatay ise diğer favorim. karakter çok fazla tekrara düşürülmezse güldürmeye devam edecektir bence. sapık herif... işi şakaya vuruyoruz ama hakan meriçliler'in ses tonu gerçekten güzel. öner erkan'ın gerçek hayatta bora karakteriyle çok örtüştüğünü düşünüyorum. bu kötü bir şey değil. eğlendiriyor. kendisi de eğleniyor olsa gerek.

Konya Klima Servisi

federasyona yaptığı tavsiyeler sonucunda şikeye karışmış takımların da tepkisiyle federasyonun gürlediği tek takımdır. haftalarca fener şike yapmadı diyen taraftarlar, bir galatasaraylı yöneticinin istek üzerine kendi arabasıyla emniyete gitmesinin ardından galatasaray şike yaptı demeye başlamışlardır. lakin gerekli belgeleri klüp gösterdikten sonra eski söylemlere geri dönmüşlerdir. şüpheli sıfatına bile girmeyen bir kulübün taraftarı olarak gurur duyuyorum. Konya Klima Servisi türkiye de futbol ekonomik olarak ve saygınlık olarak zarar görmesin diye bi çabası mevcut federasyonun da yayıncı kuruluşun da, ama görmek istemedikleri ve galtasarayın da üzerinde kararlılıkla durduğu bir gerçek var ki o da futbolumuz maddi manevi en büyük zararı bu oldu-bittiye getirmelerle, şikeyi ve suçu meşrulaştırmakla görecektir. onun için galatasarayın bu duruşu takdir edilesi , destek olunması gereken bi tavırdır.

Konya Siemens Servisi

federasyona yaptığı tavsiyeler sonucunda şikeye karışmış takımların da tepkisiyle federasyonun gürlediği tek takımdır. haftalarca fener şike yapmadı diyen taraftarlar, bir galatasaraylı yöneticinin istek üzerine kendi arabasıyla emniyete gitmesinin ardından galatasaray şike yaptı demeye başlamışlardır. lakin gerekli belgeleri klüp gösterdikten sonra eski söylemlere geri dönmüşlerdir. şüpheli sıfatına bile girmeyen bir kulübün taraftarı olarak gurur duyuyorum. Konya Siemens Servisi 17'ye karşı 1 durarak ne kadar büyük olduğunu bir kez daha göstermiş kulüp. şikeci dayanışmasına prim vermemesi sebebiyle birçok objektif sporseverin beğenisini kazanmıştır.

Konya Samsung Servisi

28 şubat cinnetine 2 kala ortamın oluşumunda leman dergisi de rol oynamıştı (o yıllarda günümüz gündelik hayat ağzının matrak şekilde kullanımının yolunu açan ve satış rekorları kıran bir dergiydi leman). 1995 yazında doğan medyanın arabistan'daki kılıçla infaz haberlerine katılarak ilk sayfaya kanlı bir kılıç karikatürü koymuş, manşete de "şeriatin kılıcından kan damlıyor" diye yazmıştı. arabistan'ı yeni keşfettikleri anlaşılan leman dergisinin hedefi tabi ki tansiyonu gittikçe artan cinnet ortamına gönüllü destek sunmaktı. 2008'de köşk ve başörtüsü tartışmalarında da erdoğan ve gül'ü cumhuriyet resepsiyonunda karşılıklı dans eder halde çizerek steril kalmaya özen göstermişlerdi. günahı çok olanlardan. Konya Samsung Servisi

Konya Kombi Servisi

zamanında ogün samast'ı bordo mavi atkı ile çizdiğinde üzerini çizmişti trabzonspor taraftarı. sonradan özür dilemek zorunda kalsa da bu dergi, ifadesinde fenerbahçe'li olduğunu söyleyen ogün samastı trabzonspor'u karalamak için kullanmaktan çekinmemişti. şike sürecinde de bu ikiyüzlü tavrı sıkça gördük aslında. sadece leman değil diğer mizah dergileri de etkiye sütlüye fazla karışmadan kendilerinin muhalif sıfatlarına gülmemizi sağladılar sağolsunlar. garip karşılamıyorum aslında. adamların bir safı var. o safı sıklaştırmaya çalışıyorlar. yalnız ara ara çıkıp bizim aslında safımız yok biz doğrunun, ezilenin, haksızlığa uğrayanın yanındayız diye işkembe-i kübradan sallamaya kalkmasınlar lütfen. çok güzel kapak yapmışlar, kendilerine, yakışmış. hayırlı olsun. Konya Kombi Servisi

Konya Baymak Servisi

aziz yıldırım resmedilmesindeki karizma, aynı karede cemaate atıf, arkadaki fenerbahçe forması ve fenerbahçe logosu dikkatlice incelendiğinde ironi iması altında gayet de destek çıkmış şike sürecinde fenerbahçesine. alay edecek veya net bir ironi mesajı verecek olsa o aziz yıldırım öyle kara kalem profil çizilmez, gayet karikatürize edilirdi. Konya Baymak Servisi leman mizah alemininfotospor'u olmayı seçmiş belli ki. belki 5-10 tane fazla satarlar bu hafta. ama kimse de bu tavrı unutmaz. fitil fitil aynı fotospor örneğinde olduğu gibi çıkar. ne oldu dostum sana olmaz mı sandın? edit: darth kaiser benden önce zaten aynı şeyleri yazmış. kendisi fb'li. böylece denizin iki yakasından da mesajın aynı gözüktüğü konusunda hem fikiriz. edit 2: darth kaiser'in ki hem öngörü hem de birinci kaynaktan bilgiymiş. o halde daha da polemiğe gerek yok.

Konya Demirdöküm Servisi

önce tanım: mevcut mizah dergileri arasında, siyasi mizahın en güzel örneklerini veren dergi. yazarın notu, açıklaması, izahatı: önce buna bir daha bakalım:#27420509 değerli sözlük okurları, kimseye "mal" vb demeden yanlış yorumlayanlar için bir kez daha aynı başlığa yazıyorum. bu gördüğünüz resim, twitter'a, veya bilumum ortamlara sizce kendi kendine uçarak mı geldi? yoksa leman dergisi çalışanı, emekçisi bir büyük üstad tarafından mı gönderildi? gayet tabii ki bu işe emek veren kişilerce gönderildi. bunda hemfikirsek, bu kapağı hazırlayanların anonim kişiler olmadığında mutabık isek okumaya devam edin lütfen. Konya Demirdöküm Servisi çok net bir türkçe ile ifade etmeye çalışacağım, ki farklı algılara sahip her kişi aynı şeyi idrak edebilsin diye: bu kapak, tamamen fenerbahçe'nin an itibari ile uğramakta olduğu lince, siyaseten verilmiş bir destek babında hazırlanmıştır. her hafta leman'ın kapağında bir mesaj verilmektedir. bu sayıda verilen mesaj tamamen bu direnişe destektir. bu kapağı hazırlayan insanlardan gelen yorumu, noktasına dokunmadan tüm okuyucuların dikkatine sunuyorum: "ben aleyhte bi kapak yapmak istesem.. tayyip, cemaat, mit falan yerine.. nedim şener, ahmet şık, hrant vs derdim ve onların üzerine aziz yıldırım resmini koyardım.. işte o zaman çok net olurdu ve yerine otururdu..

Konya Vestel Servisi

yarinki kapagiyla -en azindan benim anladigim- ulke gundeminin en tepesindeki maddenin aslinda orada olmamasi gerektigini ironik bir sekilde anlatiyor ve bu kapakta ulke gundemiyle kendisi de hic ilgilenmiyor. muhtemelen uzun suredir yakalamadiklari ve yakalayamacaklari bir satis rakamini da bu kapakla yakalayacak olmalari ise iste asil amaclanan ironi. cok basarili olmus. Konya Vestel Servisi 3 temmuz'dan bu yana gündemdeki yerini koruyan aziz yıldırım'ı(ve dolayısıyla fenerbahçe'yi) kapak yapmışlar. altında bir ironi yatıp yatmadığını, biraz da iç sayfalara bakarak anlarız. fakat benim değinmek istediğim konu, kendilerinin de değindiğini düşündüğüm konuyla alakalı. aziz yıldırım, "şike falan yok. memleket elden gidiyor." dedi. bik bik edildi. kapağa bakanlar ise, "fenerliler timsaha yatmış" diyor. e bu kapakta dile getirilenin, aziz yıldırım'ın cümlesinden ne farkı var? ne aziz yıldırım'ın, ne de fenerbahçe'nin gündemde olması, kendi kabahatlari değil. yarım saatlik futbol programlarında 3 saat şike konuşuldu. hepsi de saçma sapan konular üzerineydi. emenike'nin para sayma görüntülerini haftalarca konuştuk. sonuç? öyle bir görüntü yok.. evet boş beleş konular gündemdeki yerini korudu. korudu da, bunda kimin suçu var? fenerbahçe'nin mi? aziz yıldırım'ın mı? yoksa bu kargaşadan kar sağlamaya çalışanların mı?

Konya Bosch Servisi

3 temmuz'dan bu yana gündemdeki yerini koruyan aziz yıldırım'ı(ve dolayısıyla fenerbahçe'yi) kapak yapmışlar. altında bir ironi yatıp yatmadığını, biraz da iç sayfalara bakarak anlarız. fakat benim değinmek istediğim konu, kendilerinin de değindiğini düşündüğüm konuyla alakalı. aziz yıldırım, "şike falan yok. memleket elden gidiyor." dedi. bik bik edildi. kapağa bakanlar ise, "fenerliler timsaha yatmış" diyor. e bu kapakta dile getirilenin, aziz yıldırım'ın cümlesinden ne farkı var? ne aziz yıldırım'ın, ne de fenerbahçe'nin gündemde olması, kendi kabahatlari değil. yarım saatlik futbol programlarında 3 saat şike konuşuldu. hepsi de saçma sapan konular üzerineydi. emenike'nin para sayma görüntülerini haftalarca konuştuk. sonuç? öyle bir görüntü yok.. evet boş beleş konular gündemdeki yerini korudu. korudu da, bunda kimin suçu var? fenerbahçe'nin mi? aziz yıldırım'ın mı? yoksa bu kargaşadan kar sağlamaya çalışanların mı? Konya Bosch Servisi

Konya Beko Servisi

yaptıkları son kapakla önceki kapaklarını kıyasladığımızda herhangi bir ironi içermediğini düşünmek daha mantıklı. özellikle aziz yıldırım'ı resmedişleri de buna bir örnek. bir de çevremde olan galatasaraylıların bile bir çok fenerbahçeli gibi anladığını düşünürsek, ya kimsenin anlamayacağı şekilde ironi yapıyorlar ya da biz çok ahmağız diye anlamıyoruz. bir de twiitter'da dönen muhabbete göre eski tribüncülerden olan kişilerin de leman'da etkin olması bu kapağın ironi içermediğinin ihtimalini artırıyor. ayrıca bu kapağın salt olarak fenerbahçe'ye destekten ziyade, şimdiye kadar cemaatın yarattığı ortama karşı çıkan en net seslerden birisi oluşuna da gönderme olarak sayılabilir. Konya Beko Servisi

Konya Arçelik Servisi

galatasaraylılar sürekli olarak "mevzunun içine ettiniz" deyince dinleyen olmaz ama yediğimin leman'ı ah canlarım çok zekiler ya mesaj verince böyle -bi de biz anlamıyomuşuz baksanıza- onlardan yücesi olmuyor. ee ne oluyor, galatasaraylılar mal oluyor. yersen öyle. Konya Arçelik Servisi galatasaraylılara mal diyen adam kaçıyla sohbet etmiş o da ayrı bir durum tabi. leman parasını kırsın üstüne çok güzel mesajlar veriyo olsun, galatasaraylılar da agalar kafanız mı güzel deyince mal olsun. tırnak içinde yazın da anlamıyoruz mesajları, sesli harf kullanız, alt yazı geçin lan bize. ah canlarım. alayınız sermaye, ve güç yandaşıyken zeki demirkubuz mesajları versin leman. leman da olmasa ülke dipsiz kuyulara düşerdi sanırım, ah o kalemler de olmasa biz böyle işten eve(!) komik bile değil.

Florya Mitsubishi Klima Servisi

eleştirim böylesi verimli bir derginin nasıl bu kadar estetik yoksunu, sıkıcı bir hale gelebildiğine dair. zira bir mizah dergisini okunur kılan evvela çizgilerinin ve ürettiği mizahın kalitesidir. çizgileri ürkütücü derecede kötü yeni yetmelere güvenerek bir dergiyi çıkarmanın manası nedir bilmiyorum? muhalefet, itiraz, iktidar eleştirisi hakkında ne kadar yetkin ve maharetli bir duruş sergileseniz de estetik yoksunu mizahla bir şey yapamazsınız. Florya Mitsubishi Klima Servisi leman paf takımı ile denedikleri "kendine gelme" gayreti de -çaresiz- sonuçsuz kaldı. zira acilen yeni ve keşfedilmemiş yeteneklerle dergiye soluk vermek "az zamanda büyük iş başarmak" demektir ki öncelikle sorumluluk ve tecrübeyle devam ettirilebilecek bir işte bu felaket olur (çok fazla parlak yetenek de anladığım kadarıyla çıkmadı, olanlar da öncelikle uykusuz ve penguen'e yöneliyor doğal olarak). mizahı ve çizgileri ile hala oyun kurucu görevini üstlenen ahmet yılmazve kaan ertem 'den başka uykusuz 'un popülaritesi ile yarışabilecek güçlerinin de kaldığını zannetmiyorum. maalesef "türkler uzayda" vb. esprilere olan takıntı artık iflah etmiyor bu piyasayı. dönüşü zor bir evreye girmiş olmalarından dolayı tedirginim. gırgır'ı , avni'yi ,deli'yi ve pişmiş kelle'yi düşünerek defter-i kebiri açıp ciddi ciddi hesap kitap yapmaları gerektiğine inanıyorum. haftayı kurtaran manşetlik kapaklarla bu işin ancak sıvası yenilenir; kaidesi , iskeleti değil.

Vestel Beykoz Beyaz Eşya Servisi

bahadır boysal yüzünden 3 yıldır para verip almadığım dergi. ara sıra marketlerde filan görüp metin fidan'ı ve ahmet yılmaz'ı okurum. lanet olsun sana bahadır! yaşadığı değer kaybını, kalite kaybını, popülerlik kaybını ve yozlaşmayı mizahi pırıltıdan uzak dümdüz ama sansasyon yaratacak kapaklar yaparak gizlemeye ve piyasada tutunmaya çalışan mizah dergisi. Vestel Beykoz Beyaz Eşya Servisi sn. başbakan'a bir koli activia göndermesini salık verdiğim dergi.bir süredir hissedilmeyen hazımsızlık problemi yine başgöstermiş zira. can yücel, vedat özdemiroğlu, nihat genç,metin üstündağ, cem yılmaz, selçuk erdem, erdil yaşaroğlu, fatih solmaz, bahadır baruter'li kadrosu ile türkiye'nin "hatırası ölümsüz entelektüel kazanımı" olarak yakın tarihteki yerini almış bir fenomendi. şu günlerde düştüğü hali görmezden gelmek istiyorum. anlayanlar için önemli bir sıkınıtı bu. ilk gençlik yıllarımızın zihinsel aktivetisi gibi görüp politik duruşumuzun en net tavırlarından biri olarak elimizde tuttuğumuz, düşüncemize mizahî perspektifle şekil kazandıran leman'ın hatıratımızda ve hafızamızda bıraktığı izlerin yüzü suyu hürmetine susmak istiyorum aslında.

Çağlayan Arçelik Servisi

hala kapanmamış dergidir. ne yazıkki muhalif olmayı denemekten öteye gidememketedir. evet içinde hala kaan ertem, ahmet yılmaz, tuncay akgün, kemal aratan gibi ustalar barındırmaktadır ama aynı zamanda da, reziller ötesi gençler, bahadır boysal, güneri içoğlu, mehmet çağçağgibi ne çizdiği, komedi mi yaptığı belirsiz çizim makinaları, gereksiz muhaliflik denemeleri de barındırmaktadır. Çağlayan Arçelik Servisi sapır sapır dergiler kapanırken ayakta kalmasını marka olmasına bağladığımdır.

Vestel Beyaz Eşya Servisi

adana'nın kozan ilçesinde, 24 kasım öğretmenler günü dolayısıyla düzenlenen şiir yarışmasında birinci olmasina karsin, başörtülü olmasi sebebiyle garnizon komutani ve vali tarafindan kürsüden aşağıya indirilen tevhide kütük isimli ogrenciye verdigi destekle gozlerimi yasartan, sevimli dergi. Vestel Beyaz Eşya Servisi kiz kursuye ciktiktan sonra hocasi geliyor ve yanlarinda dizili diger odul sahibi ogrencilerin yaninda kulagina egiliyor ve inmesi gerektigini soyluyor. daha sonra henuz yedinci siniftaki kizcagiz aglayarak kursuden inip annesine sariliyor. bu son derece hazin tabloya aciyarak ve uzulerek bakabilmis, acik cekirdekli cizerlerin olmasi, herseyden tiksinti duymamak icin tek sebep oluyor. komutanin vicdanini, kocaman bir botun kizi kursuden firlatmasi seklinde cizerek cok seyi az seyle anlatmislar.

Göztepe Arçelik Servisi

çizdiği abdullah gül kapağı ile çok eleştiri alan dergi.. bence kapak doğru bir noktaya temas etmiştir, zira gerek recep tayyip erdoğan - corç dabılyu buş görüşmesi gerekse son kral abdullah olayı ile dış politikamızın ve ekonomimizin neye dayandığı, bu konularda nasıl maymuna döndüğümüz ayyuka çıkmıştır.. Göztepe Arçelik Servisi şimdi insanlar "ama adam yatırım yapçak" falan diyecekler, hiç yorulmasınlar cavabımı buraya bırakayım ben; "kendisine bir, yapacağı yatırıma iki.."

27 Mart 2012 Salı

saks mavisi elbise

bugün galatasarayda,elano,misimovicden önce gitmesi gereken bir yığın yerli oyuncu varken birer birer takımdaki biraz olsun insana umut veren oyuncular gönderiliyor. yerlerine kim gelse ne olur? florya aynı tas aynı hamam. galatasaray da o kadar klişe,o kadar tanıdık bildik oyunlarla yönetiliyor ki,nasıl bu takım böyle olur insan anlamıyor. saks mavisi elbise rijkaard kovulunca yönetim nasıl da hemen hagiyi getiriyor. sevilen adam olsun ki takım başarısız sonuçlarda haginin hatrına sussun. bu bir oyundur. galatasaraylılar,hagiyi karşılarken i love you hagi diye bağırdıkça haginin sırtına daha da bıçak sapladılar. çünkü,o i love you hagi de yarın öbürgün siktir git hagiye dönecek sırf bu yönetim yüzünden,sırf bu hagiyi taraftar ateşine kalkan gibi kullanıldığından. taraftar ilk gün hagiyi sevdiği için aslında onu kabul etmemeliydi bu yönetime alet etmemeliydi. taraftar,yönetime karşı çok ciddi bir tavır almak zorunda. ama bu yeter demirören olayı gibi olmamalı. bu adamlar gerçekten gitmeli,sarsılmalı,değişmeli bir şeyler.

taşlı gelinlik modelleri

bu takım son zamanların en kötü galatasarayıdır zaten bu konuda herkes hemfikir. ikinci fatih sultan terim döneminde christianların,adama sarr'ların olduğu,bratu petrelerin olduğu,fabio pintoların olduğu dönemde dahi galatasaray bu kadar kötü değildi. o zaman kulübün tek patronu fatih terimdi,30 yabancı istemişti özhan canaydında almıştı. takım sonuçta o zaman kötüydü ama takıma herkes kendi kafasına estiği gibi karışmıyordu. kötülüğünün bile kendi içinde bir tutarlılığı vardı. o zamanlar felipe diye bir adam vardı,ben beğenirdim. adam çok teknik bir oyuncuydu. ama devre arasında mıydı sezon sonumuydu hatırlamadım,o gönderilmişti çok üzülmüştüm çünkü o adamdan önce gitmesi gereken başka adamlar vardı o zaman galatasarayda. ama herşeye rağmen galatasaray böyle berbat yönetilmiyordu o halinde bile. taşlı gelinlik modelleri

bebek battaniye örnekleri

hala iddia ediyorum ve sezon başına dönüyorum. servet, balta falan açıktan maçta yattıktan sonra benim için bitmişlerdir. bu olayların olmadığını düşünüyorum. galatasaray yönetimi bütün pinolar, serdar özkanlar, gökhan zanlar, misimoviçler yerine; bunlara verilen bonservis paraları ve bedava alınanlara verilen yıllık paralarla şöyle iyisinden bak yıldız falan da demiyorum, iki tane; yahu ne ikisi bir tane orta saha alsaydı bugün bu durumda olmazdık. en azından geleceğe yatırım yapmak için elimizde durumu idare edebilecek bir takım olurdu. rijkaard'a da bu yüzden kızgındım ve hala da kızıyorum. çünkü adnanlara bunu yaptıramadıktan sonra, ayhan'ı, barış'ı sarp'ı ne olursa olsun bu takımdan kesmedikten; ali turan'ı sağ bekte oynattıktan sonra ben ne anladım rijkaard'dan. o noktada resti çekmesi gerekirken çekmedi. oturup şu durumdan hala rijkaard'ı suçlayan cümle kurmaktan bile utanıyorum aslında. dediğim gibi gitmesini bütün bu durum harici hala doğru bulsam da asıl suçun delnan ve kankilerinde olduğunun net bir şekilde farkındayım. ancak bu adamlara haddini bildirebilecek adamlar, açık açık delikanlı gibi konuşup taraftar desteğine güvenebilecek adamlar önce kariyerli rijkaard ve maalesef 10umuz hagi de adnanlara boyun eğip işlerine bakıyorlar. bebek battaniye örnekleri

fiskos örnekleri

bank asya çalışmalarına erken başlamış kulübüm. seneye maç trt de izlenir parkartımla ttnet arena tribünlerimde çekirdeğimi çıtlatıp huzur dolu maçlar seyredicem. yanlız baros kewell neill cana elde kalkı adnan başkan. pinoyu 1 sene seyredip çok beğenerek aldığına göre o kalıcak yanına 2 yabancı kim olucak acaba. baros u satıp fatih tekke yi alarak bizi bank asya da şampiyon yapmayı kafasına koymuş bir delnan a sahip kulüp. bakarsınız ttarena nın açılış maçına denizlisporu bile getirebilir efsane başkan. fiskos örnekleri düşünsenize denizlispor lan. son yılların bizim için en büyük maçı olur. şimdiden düşünebiliyorum yerel basının manşetlerini.. delnan'ın elinde maskara olduk. delnan the efsane başkan o kadar acayip bir tat bıraktıkı bizde bazen düşünüyorum teorik olarak da olsa aziz yıldırım galatasaray ın başına geçseydi mi daha iyi olurdu?? yoksa mister delnan mı?? hani sonuçta delnan müstear rumuzlu başkanımızın ar damarının çatladığı, her tepkiyi kolaylıkla geçiştirdiği ortada.. aziz yıldırım belki utanırdı biraz.. takımı bu hale koymaya haya ederdi.. ama tabi hayal bunların hepsi. laf bunlar. lafız..

zigon sehpa modelleri

microsoft'un sitesinden son sürümünü indirip kurmanızın ardından daha ilk oturum açtığınızda yeni bir sürüm var indireyim mi diye soran, gün geçtikçe standart microsoft yazılımları arasındaki yerini perçinleştiren yeşil adam. son zamanlarda login olamama, sık sık verdiği iletilemeyen mesaj hataları, sürekli offline gözükme (buna rağmen karşıdakine mesaj atabilme) gibi abzürtlüklerinin nedeni sunucularındaki aşırı yoğunluk kadar messenger için kullanılan binbir türlü add-on ve muadil yazılımın haftada bir çıkan güncellemelerle olan uyumsuzluğu gibi görünüyor. zigon sehpa modelleri zaten bu güncellemelerin önemli bir kısmının amacı bu tarz yazılımları msn sunucularından uzak tutmak olsa gerek. ayrıca msn messenger'ın oturum açamadığı durumlarda windows messenger hiç teklemeden çalışmakta. son olarak resmi rakam istatistikçilerine de türkiye'de 6.7 milyon sürekli internet kullanıcısı mı var ki demek istiyorum buradan.

gömme dolap modelleri

cok tehlikeli... arkadaslarla haberleselim diye msn kullanmaya baslayanlarin, listedeki arkadas sayisi arttikca, gun icinde vaktinin cogunu alabilen sey. bazi arkadaslarim is yerinde butun gun msn de mesajlasmaktadir. ayrica bazi arkadaslarinizla kirk yilda bir gorusmenizin bi esprisi kalmamistir, cunku hergun msnde "gorusulmektedir". ama usaya mastera giden arkadaslarla mesela msn sayesinde kontak kopmamistir ki bu iyi biseydir. gömme dolap modelleri msn plus yüklendiği taktirde bazı bağlantı sorunları yaratan program. çözümü ise plus'ı uninstall etmekten geçiyor. genellikle 801000306 kodlu hata plus ile messenger'ın çakışmasından kaynaklı olarak ortaya çıkabiliyor. listesinde 7/24 20nin üzerinde online kişisi olan insanı kısa zamanda asosyal yapabilen program. ve klavyenizin iyi olup olmaması sizi az yada çok asosyal yapmak gibi derecelere sokmuyor. bi arkadaşa bakıp çıkacaktımlar imkansız, sadece 5 dakikalar en az 1 saat oluyor. böyle bi durumda msnden çıkabilme işini ise sadece elit bir kesim başarabiliyor.

merinos halı modelleri

bu programi kimsenin kullanmadigini du$unmekteyim zira herkes ya away ya da busy modunda, laf ola beri gele acmi$lar msn'i. microsoft bu programa icq'daki gibi invisible mesajla$abilme ozelligini koymadikca da boyle gidecek gibi... önemli bir konusmanin ortasinda durduk yere beni logout eden, login olmaya calisinca da "yeni sürümü kurman lazim, yoksa login mogin yok sana" diyen, gecenin bi yarisi cildirtan mesajlasma aparati. merinos halı modelleri belki ben 7.5 sürümünü kurmak istemiyorum, ondaki gereksiz butonlari kapatmayi, tüm ayarlarimi tekrar yapmayi istemiyorum... microsoft geriye uyumlu programlar yapmayi ögrendigi gün kurban kesecegim.

ranza modelleri

listemin yarisinin eski erkek arkadaslarimdan olustugunu gorunce bir defa daha durup dusunmeme sebebiyet vermis sey, arkadas ayagi got ayagi mi lan yoksa hakkaten? bir insana bir sey soylemek icin en son kullanilmasi gereken icat.. ranza modelleri nickin yanina yazilan bir cumleye yorum yapip puan toplamaya calisiyoruz, server babayi yiyiveriyor bir anda, got gibi ortada kaliyoruz. bu arada karsi taraf bizi kacti saniyor, o da offline oluyor.. sonuc olarak karsi tarafin ertesi gun eline gecen bir sozluk mesaji kaliyor ortada; bir de biz elimizde salak bir mesaj.. oysa ben ne guzel hayaller kurarak yazdimdi o mesaji; kim bilir, belki de hamburger yiyecektik, karpuz kesecektik birlikte...

oda takımları

bütün muhabbetlerimi baltalayan program.. yeter ulan yeter diyorum burdan kendisine.. ne onunla ne de onsuz olmuyo ama.. eskiden mirc vardı böyle miydi.. kendimi bir gün karşı taraftan izlemek istiyorum.. 10 dakikada bir sağ alttan çıkan bir kelle "xxxxx is online now".. eeealllaaah belanı versin.. kaç kere küfür yedim acaba.. oda takımları

taç pike takımları

delirmeme çığlık atmama neden olan program... ya kardeşim, neden bir şeyi de sade yapmıyorsun neden her programla dünyayı kurtarmaya çalışıyorsun!? ben arkadaşlarımla sohbet edecem ama nedir bu "cnbc on msn" veya "msn dating" ?! koy şuna bir kontak listesi bir web cam mikrofon filan yeter niye bokunu çıkartıyosun niye ya? genç kız tarzı rengarenk bir msn! yok altta reklamı, yok "search for web" ya ben gerizekalı mıyım yoksa öyle mi demek istiyorlar, browser açıp allaha şükür istediğimi arayabiliyorum! yok mu budur bu programı kesmeye biçmeye yarayan bir şey!? yoksa ayarlarında filan bir yede bir güzellik yapmışlarda benim mi haberim yok. bu heriflere inat programlama öğrenip kendi msn imi yazacam sonunda... anası kötüler sizi... taç pike takımları

saat modelleri ve fiyatları

herkesin bunu kullanmayı tercih etmesi sayesinde icq'daki lamer kirliliğini azaltmış program, eskiden invisible'dan çıkamayan insanlar artık rahat rahat online olabiliyor, sağ olsun messenger... saat modelleri ve fiyatları su siralar benim gibi bazi sanssiz ruhlarin contact list unavailable hata mesaji yuzunden baglanamadigi zimbirti. icq'ya geri donup lamerlik yapayim bari*

hublot saat fiyatları

msn 7 ile birlikte, dinlenilen müzik de contact list de dinamik olarak kendini gösteriyormuş.. ama ne için.. windows media player için.. yuh.. winamp varken wmp ye n'oluyorsa artık.. ne kadar kullanıcı dostu değil mi? hublot saat fiyatları tab'lar var bir de bunda.. soytarıya dönmüş bir messenger oluyor bunlar ile.. yani böyle bir renk cümbüşünün böyle bir programa konulabiliyor olması illa konulması gerekiyor demek değil ki.. mikrop yuvalarıdır bu tablar.. uzak durunuz.. kapatınız diyemiyorum çünkü msn messenger'i kullanmayınız bile.. en altta bir banner vardır.. asıl mikrop yuvası da burasıdır. bir sürü reklam girer çıkar buraya.. deli eder kısacası.. mesaj penceresinde ise "şu adam says:" gibi bir satır harcar.. split mode yoktur.. kısacası en mal biçimde yazışmanızı sağlar.. sonra iki üç renkli bişiler eklerler de siz daha da iyi oldu msn falan dersiniz.. böyle abuk işte.. ve bunlar saymakla bitmez..

koltuk takımları fiyatları

dosyalari conversation penceresine drag drop edince yollamak yerine arka plana set ediyor. cok guzel. (ba$imiz bagli malum) koltuk takımları fiyatları not: dosyalari mesaj yazilan text'in icine birakinca file transfer'e ceviriyo. hayret niye onun background'unu set edemiyoruz? oysa ki ben resimleri oraya buraya surukleyip her yere background set etmek dilegindeyim. mesela birinin avatar'ina resim drag drop edince o avatar'in sadece arka plani drag drop ettigim resim olsun. cok onemli bunlar.linklerin rengiyle normal yazilarin renginin kontrasti cok dusuk oldugu icin linklerin link olduguna mouse ile uzerine gelip de kutucuk haline getirmeden emin olamadigim sozluk theme'i. cok sukeladir yine de.*

modern yatak odası takımları

19 yyda ilk olarak patagonya cidarında kurulmuş varlığın anlamını fenomen olarak kabul etmek olgusu üzerine inşa edilmiş, 40 metre kanat açıklığına, 2000cc motor hacmine sahip, 50lik şişede satılan, herkese verebilme kapasitesinde cerenimsi emrah ile harmanlanmış, 22 kasım 2004 kedi sevmesi dahilinde yaran quetomsu, şahin k önderliğinde oluşturulmuş voltran, aşmış süper şey, bıdık smiley, bu gün doğmuş olan kelebek, anket, herşey ve hiçbirşey, en kısa sürede hepimize karı bulması gereken gidilesi zirve, allahsız dombili taocu potbori... modern yatak odası takımları (bkz: delirdim sanırım)* aslında bir adet microsoft menşeyli instant messeging programı, bir çok alternatifi bulunmasına rağmen cici smileyleri ve titremesi sebebiyeti ile ısrarla kullanılan msn protokolü istemcisi. eh haliyle "msn serverları down olunca bizde offline sayıldık" denmesine sebebiyet veren hadisenin mimarı, baş oyuncusu. ve tabi ki bir kısım medyanın online offline durumlarını paylaşmak için sözlüğün ebesine tenasül etmesine sebebiyet veren. alternatifleri için

ahşap sandalye

microsoft dildo cikarsa kulagina sokacak insanlarin -evet bu kalibi $u an microsoftda calismakta olan pek sevdigim bir arkada$imdan caldim- , im icin onca alternatif var iken, "microsoft urunu kullaniyorum, o halde beklentilerimi bir gun calismayacagini da hesaba katacak sekilde duzenlemeliyim" cumlesini zamaninda kurmadiklari icin, cokmesi ile cok sasirtmis olan im. hayir herkes msn kullaninca icqda sap gibi kalip ben de msn kullanmaya basladim sizin yuzunuzden, terbiyesizler surusu sizi. ahşap sandalye çöküşüyle insana ev, aile, dış dünya, sms, sourtimes mesaj fasilitesi ve icq gibi şeyleri hatırlatmış faydalı program. sabahın 7sinde dellenip icq kuranlar güruhuna dahil olunca en son 4 sene önce gördüğünüz insanlara rastlayıp "nerde okuyodun sen, nerde oturuyosun şimdi, o kimdi" muhabbetleriyle ortaokul-lise dostluklarını bile tazeleyebiliyorsunuz.

bilgisayar sandalyesi

bağlanmamasıyla değil de asıl "the following message could not be delivered to all recipients" mesajıyla şu aralar beni dinden imandan çıkartmış bir program ki çok naif bir adamımdır özellikle şu programa karşı. hayır bağlanmasın tamam anlarım server gitmiştir fiş çıkmıştır bişey olmuştur. her zaman saygım sevgim vardır. lakin bağlanıyosan mesajları göndereceksin arkadaşım 38 kere aynı mesajı yazdırırsan ana avrat çok nefis küfürler sunabilirim sana küfür portföyümden. şerefsiz be ! bilgisayar sandalyesi

portatif bebek beşikleri

server problemlerinin kablonet kullanıcılarını pek etkilemediği chat boku. listemdeki herkesin bi' anda offline olmasını, beni terketmeleriyle değil müthiş adsl ve dialup bağlantılarıyla ilişkilendiriyorum. servis sorunları düzeldiğinde hala kimseyi online göremezsem intihar ederim kendimi(!) ve hatta keserim çocuğumu. hayır insan yaşasın kablonet de diyemiyo ki böyle bi' durumda. portatif bebek beşikleri edit: kablonet kullanıcısı birkaç sözlük yazarı arkadaşımın "e ben de kabloyum benimki niye bağlanmıyo..e gidip geliyo bu kardeşim!" içerikli mesajlarından çıkardığım sonuç: ya ben çok ballıyım ya da bölgelere göre değişiklik gösteriyor bu meret

bebek takımları

zannımda yemek yedirmeme, isten ucten etme, iki kurusluk sahte bi paylasım ugruna ırkları yok etme cabasını saklı tutan mesajlasma aracı. hat safhada tembellik ve performas dusuklugu acısından sadece turkler uzerinde bu kadar etkisi oldugunu dusunuyorum. belki de bi milleti topla tufekle, ic savasla, nukleerlerle yok etmek yerine bu sekilde sessizce, zararsız ve dumble beyinliler haline getirmekte fayda oldugunu dusunen bi zihniyetin urunudur. bebek takımları - leri + ları elbet var yok diil... basic olarak file sharing tool, web cam ve audio conferans'ı basarılı oldugunu soylemekte fayda var misal. gene temel eksik yonlerinden biri, sanırım, liste 150 den fazla insana izin vermemesi.

Bahçeköy Çamaşır Makinesi Servisi

galatasaray, türk telekom arena'daki ilk mağlubiyetini şikeyle mi aldı, beşiktaş kendi sahasında şikeyle mi yenildi falan filan şeklinde argümanlarla temize çıkartmaya çalışanlar var bu takımı. hayır, şikeyle almadı bu maçları elbette. bileğinin gücü, alnının teriyle aldı. lakin şike yaptığının kabul edilmesi için ligde oynanan 34 maçta birden mi yapılması gerekiyor şikenin? 34 haftalık lig maratonunda 3 maçta, 5 maçta, 15 maçta ya da sadece 1 maçta şike yapılamaz mı? evet galatasaray'ı, beşiktaş'ı, trabzonspor'u hakkıyla yendi fener. ama eğer ki iddia edildiği gibi bir ya da bir kaç maçta şike yapıldı yahut teşvik primi verildiyse ne olacak? bir ya da bir kaç maçta yapıldı diye şikeden sayılmayacak mı bunlar? 2010-2011 sezonunda evinde oynadığı lig maçlarının ilk yarılarında 25 gol atıp kalesinde sadece 1 gol görmüştür. (onu da sezer öztürk atmış eskişehir maçında) Bahçeköy Çamaşır Makinesi Servisi sezonun ikinci yarısında ise evinde oynadığı maçlarda 17 gol atıp kalesinde hiç gol görmemiştir. ayrıca, maçlarında ortalama 3.47 gol olmuş, taraftarları şampiyonluk ve ezeli rakiplerinin maçlarına kıyasla maç başına neredeyse 1'er gol fazla görmüştür. bu bakımdan son 10 yılda pozitif averajla bitiren takımlar arasında, sadece 2005/06 ve 2003/04 fenerbahçe'sine ve 2001/02 ankaragücü'ne geçilmiştir. yine son 10 yılda, 90 gol atan 2005/06 fenerbahçe'sinin ardından, 84 golle en çok gol atan takım olmuş, gol kralı alex de souza ise, 53 yıllık süper lig tarihinde en çok golle (ve gol ortalamasıyla) gol kralı olan yabancı oyuncu olmuştur. edit: ben çok yanlış geldim sanırım. şike konusunda ise: çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu taam mı. şimdi meselam şike olayını çok garıştırdılar. ha, aralarında bi' fark galdı, o fargınan çok güzel oldu. meselam herkesin takımına kimse garışamaz. ha nasıl garışamaz; ben bu şekkil idare ederim, bu başkan şu şekkil idare eder, şu şekkil idare eder. ha hiç kimse kimseye karışmaya bi' hakkı yok, özgürlüğü bidir. ha teşvik primi gurban olduğum ya resulallahtan gelebilir amma lakin ki öyle değildir. eyorllamam bu gaddar. hadi hayırrı işler.)

Beyoğlu Baymak Kombi Servisi

tüm bir sezon boyunca her maçını televizyondan izlediğim takımım.. neymiş, şike, teşvik falan filan.. bre zındıklar? galatasaray türk telekom arenada ilk mağlubiyetini şikeyle mi aldı? beşiktaş kendi evinde fenere kaybederken şike mi vardı? hepsini geçtim, trabzon dokuz puanı şike icabı mı kaybetti? fener'e şike olsun diye mi yenildi? colman kalede volkan yokken penaltıyı şike olsun diye mi atmadı? Beyoğlu Baymak Kombi Servisi ben anlamıyorum şike diyerek hak yiyenleri.. küme düşmekten son anda kurtulan sivas'ı yenecek gücü yoktu da fener'in parayla mı kazandı? götümle gülerim ben buna sadece.. izledim ben o adamları. nasıl oynadıklarını izledim. köpek gibi saldırdılar, hayvan gibi oynadılar ve bileklerinin hakkıyla kazandılar.. eğer illa şike aranıyorsa bize kök söktüren karabük'ün iki hafta sonra trabzona yatışında şike aransın. bıraksınlar bu işleri de türk futbolu kazansın...

Acıbadem Bosch Servisi

federasyon'un vereceği kararı kesinlikle delillere göre vereceği takım. bunda bir sıkıntı yok. fakat delili şu anda elde edemez kanun gereği. neden? soruşturmada gizlilik var ve iddianame hazırlanmadan delil verilemez. bu durumda hangi delil ile şu an küme düşürülmesinin adil olacağını düşünüyorsunuz? Acıbadem Bosch Servisi hakikaten mal mıknatısı gibi takım. hala daha delillerin netliğinden bahsediyor bazı kalas kafalılar. bu kalas kafalılardan etrafımda çok var. nerde ulen bu deliller? daha göremedik, henüz gören de yok. federasyon başkanı bile görmedi. biz görmedik, ama gözüne attırdığım tipleri oturduğu yerden delil görüyor, haberimiz yok. bir gün bir delili elinize verecekler ama dur bakalım. emenike vermesin de.

Klima Arıza Servisi

bazı andavallarca anlaşılmayan olay şu: fenerbahçe bugün eldeki delillerin netliğine karşın küme düşürülmezse ve atıyorum bu sene şampiyonlar liginde çeyrek final hatta yarı final oynarsa. bu esnada da dava sonuçlanır ve fenerbahçe'nin küme düşürülmüş olması gerektiği ve aslında geçen sene şampiyonluk almamış olduğu söylenirse uefa bi daha türkiye'yi hiçbir avrupa kupasına almaz. o yüzden çırpınmalarınız boşa. federasyon, tıpkı italya'da olduğu gibi delillere bakacaktır ve ceza verme yetkisini kullanarak fenerbahçe'yi düşürecektir. Klima Arıza Servisi şunu bilin: 17 vs fener diyordunuz. sebebini anlamışsınızdır şimdi. sizi sevmiyoruz. sevmeyeceğiz çünkü temiz değilsiniz ve hiç olmadınız. since 2003-2004.

Klima Montaj Servisi

hak hukuk bilmeyenlerin "federasyon doküman alır" hemen düşürürler dediği takım. gizlilik kararı olan soruşturmada iddianame tamamlanmadan herhangi bir belge alamazsınız, kanunen yasaktır. ha tabii medyaya nasıl sızdırıldıysa, gene verilir onu bilemem. sonuçta bu süreçte adaletsiz işleyen çok şeyi gördük, mehmet baransu ve diğerleriyle. Klima Montaj Servisi mehmet ali aydınlar da zaten bunu bildiği için duyumlarla hareket edemeyeceğini söylüyor. hatta bu yüzden topu da kulüpler birliği'ne atıyor. burada kulüpler birliği "tutalım ama -30 verelim" der mi? bilinmez. ama fenerbahçe bunu kabul etmeyecektir. kulüpler birliği şu anki durum korunsun derse muhtemelen geçici bir kararla şu anki durum korunacaktır. bundan sonrasında ise dava bitiminde kesin deliller ele geleceği için fenerbahçe küme düşürülebilecektir. kesin kanıtlar olsun, düşürmezlerse en başta ben tepki koyarım buna sorun olmasın. benim gibi de çok fazla fenerbahçe taraftarı olacaktır mutlaka. fakat kısa zamanda olması adaletsiz olacaktır.