25 Ocak 2012 Çarşamba
Salata
polat'a malkoçoğlu diyenleri haklı çıkaran dizi oldu bu hafta.
muhtemelen yeni bölüm, converse modelleri surlara yaslanıp sırıtan polat'ın istanbul'un fethi'ne yaptığı flashback'le açılacak.
o diil de; geçen hafta 6 dakika 28 saniye* vaaz vererek kendi rekourunu egale eden ömer baba yavaş yavaş tozutmaya doğru gidiyor bu haftaki tavırlarıyla. resmen gitmek isteyen hikmet'le polat'a ''siktirin gidin evladım!'' demediği kaldı.
97 bölüm olmuş, boru değil ama lezzeti eksik lan bu dizinin. saç nasıl düzleştirilir artık osman hoca'dan mıdır, rahmetli ömer lütfi mete'den midir, yoksa ilk hikayenin kıçı başı belli olup vaktinde nihayetlendiğinden midir, olmadı orada işlenen konuların az çok üzerinden zaman geçmiş, hukuki olarak da açıklığa kavuşmuş yakın dönem olayları olmasından mıdır nedir bu pusu işi fena çuvallıyor.
şu mekan basıp boş oda arama sahnelerini mezuniyet saç modelleri uzattıkça uzatıyorlar, emlakçıyla ev geziyor gibi oluyoruz.
ama en rahatı zaza lan! imdat diye bir karakter koymuşlar, ali sürmeli bunaldıkça ''imdaaat! imdaattt!'' diye bağırıyor.
artik kabak tadi Kıvırcık Saç Modelleri aliyorum bu diziden. dün tek kol güllünün sniper tüfegini protez koluna havada dayayarak düsmanlarini kafataslarindan vurusunu izlerken artik bu dizi de sadece polatin özel gücleri olmadigini anlamis oldum. bu nasil bir nisanciliktir. saygi mi duymak lazim bilmiyorum ama bana hic Platin Saç Renkleri gercekci gelmeyen bu sahneler yüzünden diziyi artik kendi gününde kendi saatinde degil benim belirledigim bir günde ve saatte izleme karari aldim. hatta 4-5 bölüm biriktirip fast forward ile izlemeyi düsünüyorum. kalitenin düsüsünü yönetmen degisikligine mi baglamak lazim yoksa hala cekimleri devam eden filistin filmine harcanan enerjinin maalesef diziye kalmamasina mi bilemiyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder