25 Ekim 2011 Salı

2011 – 2012 Marshall Boya

anneler babalar, ergen yaştaki çocuklarını iyiye, güzele özendirmeye çalışırlar. bir ışık gördüklerinde hemen desteklerler. örneğin serseriliği seven bir genç, basketbola ilgi duymaya başlarsa, hemen spor ayakkabıları alınır, basket topu alınır, nba dergileri vesaire. (kardeşim tenise ilgi duydu bir ara. o zamanlar durumumuz yoktu pek, bir tane bileklik alabildik terini silsin diye.) 2011 – 2012 Marshall Boya Renk Kataloğu – Renk Kartelası benim türk dizisine ilgi duyduğumu gören annem, hemen özenle dizinin ilk bölümlerini özet geçti. 45 dakika kadar süren reklam kuşağında dizinin ilk bölümünün ilk 10 dakikasını anca anlatınca, “boşver anam, ben kendim puzzle parçalarını biraraya getirip çözerim diziyi” dedim. annem, eserine gururla baktı. “işte benim oğlum… canım… robert kolejde falan okumadı ama kafa maşallah… bizim zamanımızda olsa sadrazamlığa kadar yükselirdi” bakışını hissettim üzerinde. (annem 116 yaşında) her neyse, diziye gelecek olursak, eski zamanda geçen bir dizi. ilk başta her zamanki yavşaklığımla “anne ya, hehhe, eski zamanda geçiyor ama kadında kol saati var saçma yeaa” yorumları yapmadım değil. ama en geç evdeki kavga sahnesinde koltuktaki yerimi almış, “nolcak acaba allaam, nolcak acaba” diye kendi kendimi kemirmeye başlamıştım. ah osman ah… baban seni dövmeyecekti ki. bitirdin beni osman… ali kaptan, 4 çocuklu bir aile reisi. (ccc aile reisi ccc). seferlerden birinde hollandalı bir kıza kaptırıyor gönlünü. hollandalı kız dediğim dış görünüş olarak afetimsi, fakat ağzını açınca “men dönyanın en gözel karısıyam” demiş gibi olan bir kız. yav sen hollandalısın, van gogh’un, erasmus’un, gullit’in, rijkaard’ın memleketi orası, insanda bir ağırlık, bir olgunluk olur. yok, ruju sürmüş, yatağa yatmış, telgrafı da çekmiş, “tostumu yedim, otelde bekliyorum”. van basten’in kemikleri sızlamıştır. 2011 – 2012 Marshall Boya Renk Kataloğu – Renk Kartelası

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder