18 Temmuz 2011 Pazartesi

Sabancı Üniversitesi

bu haftasonu sabancı üniversitesi yedinci bahar şenliği vesilesiyle beni darmadağın etmiştir kendisi yeniden. anladım ki takıntılı insanlar gibi kopamıyorum bir türlü buradan. güzel bir şirkette güzel insanlarla beraber çalışıyorum ama geçen 4 seneki kadar ya da bu haftasonu kadar mutlu olamadığımın farkındayım malesef, işte bu farkındalık da beni bitiriyor. hayatı şekillendirerek, anlam katmaya çalışarak gerçekten mutlu olmak var, bir de sınırları kabul edip kabına uyan sıvı misali mutlu olmak var diyorum, hem de tam bir senedir. mezun olalı bir koca yıl geçmiş ve ben hala dışarıya adapte olamamışım. sabancı nın izole ve ütopik dünyası ndan kopamamışım, bu haftasonu daha iyi anladım. evet, kimi mezuna ve hala okuyana abartı geliyor bu yazı şu an, farkındayım, 3. sınıf zor geçiyor, 4 yıl boyunca müthiş bir ders yükü var omuzlarda ama o kadar ama o kadar çok artı varmış ki meğer tüm bunlarla beraber. yalnız kalmak ne kadar da zormuş sabancının yurtlarında ya da sevmek ne kadar kolaymış aptal aptal oralıkta dolaşırken. okul grupları, kulüpleri, dersler derken vakit ne kadar kolay geçiyormuş meğer, hem de dolu dolu geçiyormuş da biz boş zannediyormuşuz. ne kadar çok arkadaş varmış eskiden de, şimdi ne kadar yalnızmışım meğer.

mezun olurken kendime yemin etmiştim, monoton bir yaşamım olmayacak diye. ne kadar çırpınsam da sabahtan akşama iş yoruyor beni.güneşi özlüyorum, çimleri özlüyorum kapalı kutumda. sonuçta akşamları ya spor yapıyorum ya da yarasa gibi eve kapanıyorum, canım sıkılıyor, daha doğrusu içim sıkılıyor. okulda da sıkılıyordum bazen tamam ama o yalnızlık hissi pek yoktu sanırım. en öenmlisi kendimin efendisiydim, gecenin bir yarısı saçmayalabiliyordum rahat rahat

karanlık ama içten bir yazı bu, paylaşabildiysem duygularımı ne mutlu

Kaynak : Esenyurt Ariston Servisi
Eyüp Demirdöküm Servisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder