1 Ekim 2012 Pazartesi

Arçelik Servisi Gebze

myanmar birligi dahillerinde yahoo maile bile ulasilmazken facebook acik. internet cafede yan yana oturmus budist rahipleri cunta hakkinda yorumlar yazarken gormek siradan bir is oluyor dolayisiyla. garip bir ortam. evine birkaç kez girip çıktığım, sohbet ettiğim komşum hakkında hiçbir şey bilmediğimi fark ettirdi bana. facebook olmasa, ben onun hakkında hiçbir şey öğrenemeyecektim. hangi filmleri sevdiğini bilmiyordum mesela. celine dion'u seviyormuş ama serdar ortaç şarkılarını bangır bangır çalıyor. görsel hafızam kötüdür. gittiğim evlerde çevreme de bakınmam pek. rahatsız olmasınlar, ayıp olur. duvar kağıdının deseni güzelmiş. facebook'ta fark ettim. Arçelik Servisi Gebze yatak odasının kapısı açık olsa da, geçerken, kafamı çevirirdim. ayıptır, bakmam. bana uğradı geçenlerde. "ben maviyi çok severim. bir yatak örtüsü aldım, mavi." dedi. "biliyorum. facebook'ta gördüm" diyecektim. demedim... bu kadının bir ahbabı var. merdivenlerde karşılaştık çok. selamlaştık defalarca ama bir kez bile "tanıştırayım. bu hedegül, bu da hedesu." demedi. ama ben biliyorum onun adını. facebook'tan tabii. sonra düşündüm. niye dairelerimizin kapılarına kimlerle arkadaşlık ya da komşuluk yaptığımızı belirten birtakım şeyler koymuyoruz? komşuluk güzeldir. yazsınlar kapılarına zevklerini, kim kimin nesidir bilelim, kaynaşalım. hem belli bir çevre görebilir bunları. 2.000 km. ötedeki adam, komşumu benden iyi tanıyor. gücüme gitti doğrusu. bu fikrimi tuhaf karşılayanlar olacak mı ki? "aa! olur mu hiç öyle şey?" diyenler?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder